SON DAKİKA

#Tedavi

HABER DEĞER - Tedavi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tedavi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ortaköy’de anne ve iki çocuğun ölümünde korkunç şüphe: Cinayet ihtimali masada Haber

Ortaköy’de anne ve iki çocuğun ölümünde korkunç şüphe: Cinayet ihtimali masada

İstanbul’a tatil için gelen Almanya vatandaşı Böcek ailesinin midye, sucuk, kokoreç ve tavuk tantuni yedikten sonra yaşadığı faciada anne Çiğdem Böcek ile iki çocuğu yaşamını yitirdi, baba ise yoğun bakımda tedavi altına alındı. İlk bulgularda net bir zehirlenme tespiti yapılamaması üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, olayda dış müdahale ihtimalini incelemek üzere kriminal soruşturma talimatı verdi. Ailenin İstanbul seyahati hastane koridorlarında son buldu Olay, 12 Kasım’da Fatih’teki bir otelde meydana geldi. Almanya’dan gelen Servet ve Çiğdem Böcek çifti, çocukları Kadir Muhammet ve Masal ile birlikte İstanbul’da kısa bir tatil planlamıştı. Gece saatlerinde anne Çiğdem Böcek, 3 yaşındaki kızı Masal’ı hareketsiz halde buldu ve otel görevlileri sağlık ekiplerine haber verdi. Hastaneye kaldırılan Masal ve ağabeyi Kadir tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Anne Çiğdem Böcek de ertesi gün hayatını kaybetti. Baba Servet Böcek’in yoğun bakımda tedavisi sürüyor. Ailenin tükettiği tüm yiyecekler saat saat tespit edildi Soruşturma kapsamında Böcek ailesinin Türkiye’ye iniş yaptıkları andan itibaren saat saat nerede ne tükettikleri ortaya çıkarıldı. Aile, 11 Kasım sabahı 10.08’de otelden ayrıldı, 14.20’de Ortaköy’de seyyar bir midyeci tezgâhından midye yedi. 20 dakika sonra başka bir işletmeye giderek çorba, sucuk, kokoreç ve tavuk tantuni tüketti. Ardından 18.30’da bir lokumcudan alışveriş yaptı ve 18.43’te otele döndü. Hastane ziyareti sonrası otele döndüler ve bir daha çıkamadılar Aile ertesi gün, 12 Kasım’da saat 11.42’de, yüksek ateş ve kusma şikâyetiyle hastaneye başvurdu. Anne ve baba Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Hastanesi’nde, çocuklar Çapa’da tedavi edildi. Serum verilerek taburcu edilen aile, aynı gün 15.40’ta tekrar otele giriş yaptı. Bu giriş, aile bireylerinin hayatta görüldüğü son an oldu. Anne gece yarısı yardım istedi, üç kişiyi kurtarmak mümkün olmadı 13 Kasım 02.20’de anne Çiğdem Böcek otelin merdivenlerinde 112’yi arayarak durumlarının kötüleştiğini bildirdi. Ambulans sekiz dakika içinde otele ulaştı. Ancak tüm müdahalelere rağmen iki çocuk kurtarılamadı; anne ise ertesi sabah yaşamını yitirdi. Baba Servet Böcek entübe edilmeden önce polise ifade verdi ve tüm yeme-içme sürecini anlattı. Otopsi sonuçlarında zehirlenmeyi doğrulayan net bir bulgu bulunamadı Anne ve iki çocuğa yapılan ön otopsilerde ölüm nedeni konusunda kesin bir kanaate varılamadı. Mide duvarlarında ülserli alanlar ve yaygın kanamalar tespit edildi ancak zehirlenmeyi doğrulayan kesin bir toksik bulguya rastlanmadı. Mikrobiyolojik ve toksikolojik analizler için alınan örnekler incelenmeye devam ediyor. Savcılık cinayet büroya talimat verdi: Dış müdahale ihtimali araştırılıyor Zehirlenmeye dair net bir bulgunun olmaması nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, olayı “şüpheli ölüm” olarak kayda aldı. Gayrettepe Cinayet Büro Amirliği’ne, olayın cinayet veya intihar olasılıkları dahil tüm yönleriyle araştırılması için talimat gönderildi. Otelin güvenlik kameraları, aileyle temas eden işletmeler ve tüm süreç detaylı olarak inceleniyor. Dört şüpheli gözaltında: Gıda satıcılarının sabıka kayıtları dikkat çekti Ailenin yemek yediği işletmeler ve alışveriş yaptığı noktalar soruşturma kapsamında denetime alındı. Seyyar midyeci Yusuf D., İşletme sahibi Ercan E., Lokumcu Fatih T., Ve bir başka işletmeyle bağlantılı dördüncü şüpheli, “taksirle ölüme sebebiyet” suçlamasıyla gözaltına alındı. Restoran mühürlendi, seyyar tezgâh kaldırıldı. Gözaltına alınan kişilerin daha önce farklı suçlardan çok sayıda kayıtlarının olduğu belirlendi. Aile yakınları hastaneyi suçladı: ‘Tedavi edilselerdi bugün yaşıyorlardı’ Hayatını kaybeden Çiğdem Böcek’in babası Mustafa Çelik, hastanenin gerekli müdahaleleri yapmadığını iddia ederek yetkililere çağrıda bulundu. “Bizim ciğerimiz yandı, başka ailelerin yanmaması için bu sürecin takip edilmesini istiyoruz” dedi. Ablası Tansu Özsoy ise, “Kardeşimi ve yeğenlerimi hiçbir tetkik yapılmadan nasıl eve gönderdiler? Bu sadece zehirlenme değil, tüm vücudu etkileyen bir tabloydu. Zamanında müdahale edilseydi bugün hayatta olabilirlerdi” diyerek gözyaşları içinde konuştu.

Sezai Temelli jandarma uygulamasına tepki gösterdi! Haber

Sezai Temelli jandarma uygulamasına tepki gösterdi!

Temelli: “Hastane yok, doktor yok; insanlar tedavi için başka kente gitmek zorunda” DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Meclis Genel Kurulu’nda söz alarak Hakkari’de yaşayan Hikmet Çapraz isimli yurttaşın tedavi için Van’a giderken jandarma kontrol noktalarında birden fazla kez durdurulduğunu ve uzun süre bekletildiğini söyledi. Temelli, bölgede sağlık altyapısının yetersizliğine dikkat çekerek, “Hakkari’de doğru düzgün hastane yok. Muş’ta hastane diye bina var ama doktor yok, cihaz yok. Araştırma hastanesi olsun diyoruz, ‘Olmasın’ diyorlar. Bu koşullarda insanlar başka illere gitmek zorunda kalıyor.” dedi. “Hasta yurttaşı 5 saat gözaltında tuttular, sonra bıraktılar” Olayın Başkale ilçesindeki Albayrak Kontrol Noktası'nda yaşandığını belirten Temelli, seyahat eden kişilere yönelik yoğun kimlik kontrolünün keyfi bir uygulamaya dönüştüğünü vurguladı. “Hikmet Çapraz tedavi için Van’a giderken yolda çevriliyor. Bir, iki, üç kez kimlik kontrolü… Hakkari ile Van arası kaç defa kimlik kontrolü yapacaksınız? Adam hastaneye yetişmeye çalışıyor. 5 saat gözaltında tutuyorlar, sonra bırakıyorlar. Bu nasıl bir anlayıştır?” sözleriyle tepkisini dile getirdi. “Kürt yurttaşın haklarına saygı duyun” Temelli, konuşmasının devamında uygulamanın ayrımcı bir anlayıştan beslendiğini ifade ederek şu sözleri kullandı: “Hikmet Çapraz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıdır. Artık bunu içinize sindirin. Kürt olması onun yurttaşlık haklarını kullanmasına engel değil.”

İran’dan nükleer program açıklaması Haber

İran’dan nükleer program açıklaması

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezzekian, İran Atom Enerjisi Örgütü’nü ziyaretinde yaptığı açıklamada, ülkenin nükleer sanayiyi geliştirme hedefinin nükleer silah üretimi değil, “halkın ihtiyaçlarını karşılamak ve ekonomik refahı artırmak” olduğunu belirtti. Pezzekian, nükleer endüstrinin yalnızca küçük bir kısmının askeri amaçlarla ilişkilendirildiğini, geri kalanının sağlık, tarım, enerji ve çevre gibi alanlara hizmet ettiğini vurguladı. Pezzekian: “Nükleer endüstriyi büyütme kararlılığımız bomba üretmeye değil, refah sağlamaya yöneliktir.” Cumhurbaşkanı, radyofarmasötik üretimi ve tıbbi tedavi teknolojilerinin yer aldığı sergiyi gezdikten sonra yaptığı konuşmada, İran’ın nükleer bilim insanlarının çalışmalarını “bilimsel cihat” olarak nitelendirdi. Pezzekian, ülkenin radyofarmasötik üretiminde bölgesel bir güç olma potansiyeline işaret ederek, “Bu teknoloji yalnızca tedavi için değil, aynı zamanda ulusal zenginlik üretimi için stratejik bir değere sahip” dedi. “Nükleer silah üretmek gündemimizde yok” vurgusu bir kez daha tekrarlandı. Pezzekian, Batılı ülkeleri İran’ın nükleer ilerleyişini engellemek için “asılsız silah iddialarını” kullanmakla eleştirdi ve “Bu iddiaların onlar için bahane olduğunu kendileri de biliyor” dedi. İranlı nükleer bilim insanlarına yönelik suikastların, ülkenin teknoloji bağımsızlığını hedef alan bir baskı aracı olduğunu savundu. İran, radyofarmasötikler, tarım teknolojileri, su arıtma ve enerji üretiminde nükleer uygulamaları genişletmeyi hedefliyor. Cumhurbaşkanı, nükleer teknolojinin yalnızca savunma değil, sağlık, tarım, su yönetimi ve çevre koruma gibi alanlarda kullanıldığını belirterek, bu teknolojinin tanıtım ve ihracatında daha etkili bir planlamaya ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. “Ulusal kaynaklarımızı kullanırken bilimsel potansiyeli değerlendirmekte yavaş kaldık” diyerek iç eleştiri de yaptı. 8 yeni nükleer santral planı: İran, Rusya ile yeni elektrik üretim projeleri yürütüyor. İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed Eslami, ülkenin güney ve kuzey kıyılarında 8 yeni nükleer santral kurulacağını açıkladı. Bu projelerin bir kısmı Rusya ile yürütülen anlaşmalara dayanıyor. Eslami, “20 bin megavat nükleer elektrik üretimi hedefini gerçekleştirmek için çalışıyoruz” dedi. Nükleer santrallerle birlikte tuzdan arındırma tesisleri ve yerli teknoloji altyapısı da kurulacak. Eslami, Buşehr'de devam eden nükleer santral projesiyle entegre 70 bin metreküp kapasiteli su arıtma tesisi kurulacağını duyurdu. Ayrıca kuantum, lazer ve füzyon teknolojilerinde de üniversitelerle işbirliği yapılacağını açıkladı. “Nükleer endüstri İran’ın bilimsel bağımsızlığının sembolü olacak.” Pezzekian, nükleer projelerin yalnızca teknolojik değil, jeopolitik bir bağımsızlık meselesi olduğunu belirterek, “Bu başarıları hızlandırmak için devlet tüm desteği verecek. Ülkenin geleceği bilgide, inovasyonda ve kendi teknolojimizi üretmekte” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.