Ele verir talkını,kendi yutar salkımı

LDP'de Demokrasi Maskesi Düştü: Gölge Başkan Cem Toker, Kongre İsteyen İstanbul İl Yönetimini Tasfiye Etti – Önce İsyan, Sonra Darbe!

İstanbul - Özel Haber

Liberal Demokrat Parti (LDP), içindeki diktatörlükle yüzleşiyor!

Partinin İstanbul İl Başkanı ve genel başkan adayı Said Huyut, olağanüstü kongre talebiyle partiyi demokratikleştirmek için isyan bayrağını açtıktan kısa süre sonra, "gölge başkan" Cem Toker'in emriyle görevden alındı. Huyut'un tasfiye öncesi yaptığı sert açıklamada, "Artık 'liberal' ve 'demokrat' kavramlarını daha fazla kirletmenize tahammül edemeyeceğim. Sizleri bu partiden def ettikten sonra..." diyerek Toker ve ekibini topa tutması, LDP'ki krizi gözler önüne serdi.

Toker, demokrasi nutuklarını bir kenara bırakıp, muhalifini ezerken atasözümüzü haklı çıkardı: ELE VERİR TALKINI,KENDİ YUTAR SALKIMI!

Kaynaklara göre, Said Huyut ve ekibi, LDP'yi "gerçek liberal ve demokrat" bir yapıya kavuşturmak için olağanüstü kongre çağrısı yapmış ve Huyut genel başkanlığa adaylığını koymuştu. Huyut, 1 Ağustos'ta yaptığı uzun ve ateşli açıklamada, Toker'i "gölge başkan" olarak nitelendirerek, partiyi "emekliler kıraathanesi"ne çevirdiklerini, hukuksuzluk yaptıklarını ve gençleri umutsuzluğa sürüklediklerini haykırdı. Bu cesur çıkış, Toker'in müdahalesiyle baltalandı: Kısa süre sonra Huyut ve yönetimi, parti tüzüğünde yer almayan hukuksuz bir yöntemle tasfiye edildi.T

Toker, resmi olarak 2017'de görevi Gültekin Tırpancı'ya devretmiş olsa da, kulislerde hâlâ "gölge başkan" olarak partiyi perde arkasından yönetiyor. Bu tasfiye, Toker'in doğrudan emriyle gerçekleşti iddiaları güçlü.Cem Toker, sosyal medyada ve röportajlarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı "anti-demokratik" uygulamalarla eleştirmekten geri durmuyor. Erdoğan'ı sert sözlerle suçlayan Toker, kendi partisinde muhalif sesleri ezerken demokrasi dersi vermeye devam ediyor. Bu ikiyüzlülük, atasözümüzü akıllara getiriyor: Ele verir talkını, kendi yutar salkımı!

Toker'in hamlesi demokrasi adına utanç verici bir darbe olarak nitelendiriliyor

Erdoğan'ı otoriterlikle suçlarken, LDP'yi kişisel feodalitesi haline getiren Toker'in liderliğinde LDP seçimlere bile katılamayacak kadar erimiş, "çaresizlikten" istifa ettiği iddia edilmişti. Şimdi ise gölgeden çıkıp, partiyi mahvetmeye devam ediyor.Huyut'un tasfiye öncesi isyanı, LDP'nin içindeki derin krizi gözler önüne seriyor. Bu sözler, partiyi "kifayetsiz muhterisler"den kurtarmak için mücadele ederken, Toker'in hamlesi demokrasi adına utanç verici bir darbe olarak nitelendiriliyor.

LDP, Toker'in gölgesinde eriyip giderken, soru şu: Demokrasi şampiyonu pozundaki bu adam, kendi partisinde neden diktatörlük kuruyor? Türkiye siyaseti, bu tür ikiyüzlü figürlerden arınmadıkça gerçek liberalizm hayâl kalacak gibi. Huyut'a yapılan bu tasfiye, LDP'nin sonunu mu getiriyor? Zaman gösterecek, ama bir şey kesin: Cem Toker, demokrasinin değil, kendi egosunun bekçisi!

Muhabir : Edip YETMİŞSEKİZ