Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, Leman dergisinin Hz. Muhammed karikatürü yayınlama iddiasıyla saldırıya uğramasına tepki gösterdi. "Allahuekber'i linç sloganına çevirdiler, İslam böyle savunulmaz" diyen Karaca, saldırganları eleştirdi.
Haber Giriş Tarihi: 03.07.2025 19:54
Haber Güncellenme Tarihi: 03.07.2025 20:05
Kaynak:
Haber Merkezi
https://haberdeger.com/
Nihal Bengisu Karaca, Leman'a yönelik saldırılara tepki gösterdi: 'Allahuekber' kelimesini bir linç sloganına çevirdiler
Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, Leman dergisinin Hz. Muhammed karikatürü yayınladığı iddiasıyla saldırıya uğramasına dair, "Sonunda 'Allahuekber' kelimesini bir linç sloganına çevirdiler. O gece yaşananlar kesinlikle İslam'ı yansıtmıyordu. Hz. Muhammed kendisini hiç böyle savunmadı" görüşünü belirtti. Karikatürde hakaret olmadığını ifade eden Karaca, "Karikatüre yoğun bir öfke duyanların çoğu, sadece dini hassasiyetlerinden değil, aynı zamanda kamusal alanı ve sokakları kendi kültürel otoritelerinin bir sembolü haline getirme arzusuyla hareket ediyorlardı. Provokasyon yoluyla fayda sağlamak isteyen herkes o gece aynı safta yer aldı. Tepkisiz kalanlara tehditler savurdular, sessizliklerinden güç aldılar" dedi.
Leman dergisinin 26 Haziran tarihli sayısında, Hz. Muhammed'in temsil edildiği bir çizim olduğu iddiası üzerine, dergiye tepki gösterilmesi çağrıları yapıldı. Dergiden yapılan açıklamalara rağmen, çizimde Hz. Muhammed’in yer almadığı belirtildikten sonra bile, toplanan grup, derginin Beyoğlu'ndaki ofisinin bulunduğu binanın kapısını kırdı, içeri girmeye çalıştı. Bazı Leman çizerleri sosyal medyada hedef gösterildi. Derginin bulunduğu caddenin bir bölümü polis tarafından kapatıldı, güvenlik önlemleri artırıldı. Dergi önünde toplanarak tekbir getiren ve sloganlar atan kalabalık, İstiklal Caddesi'nde yatsı namazı da kıldı. Çizimi yapan karikatürist D.P., grafiker C.O., derginin Yazı İşleri Müdürü Z.A. ve müessese müdürü A.Y. gözaltına alındı.
'Hazreti Muhammed karikatürü' krizi | LeMan'a soruşturma açıldı, protestoya çağrılanlar dergiyi basarak 4 kişinin gözaltına alınmasına neden oldu
Toplumda çeşitli tartışmalara yol açan olay hakkında, Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, yazısında saldırılara tepki göstererek, karikatürde bir hakaret olmadığını yazarak şunları söyledi:
"...
Leman karikatüründe ise:
Ne hakaret ne de tahkir var.
Karikatürist, Filistin’de hayatını kaybeden iki kişinin isimleri üzerinden bir vicdan muhasebesi yaptığını belirtti.
Fakat savcılık, kamu barışını gerekçe göstererek 216/3’ü devreye soktu.
Bundan dolayı bu madde, siyasi ortama göre genişletilip daraltılabilen ve eleştiri ile hakaret arasındaki farkı bulanıklaştıran bir kontrol aracı haline getiriliyor.
Hakaret yok ancak suret yasağının aşıldığı varsayılıyor.
Ben, inancın başladığı yerde sınırsız ifade özgürlüğü olamayacağını düşünenlerdenim.
Charlie Hebdo çizimleri bu sınırı defalarca ihlal etti.
Ancak Leman'ın karikatürü böyle bir içeriğe sahip değil.
Buna rağmen önceki gün sokaklar o kadar hareketlendi ki, devletin neredeyse tüm yüksek kademesi, bu çizimi hedef alarak harekete geçmeye karar verdi.
Camlara zarar verildi. Yaşlı müessese müdürü ters kelepçeyle gözaltına alındı.
Sokaklarda saldırılgan kalabalıklar, içeride ise resmi prosedürler işlendi.
Oysa karikatürün mesajı gayet net:
'İbrahimî gelenekten gelen iki inancın mensupları, aynı soyun çocukları arasındaki bu çatışma aslında çok anlamsız değil mi?'
Bu soru yalnızca çizimle sorulduğu için cezalandırıldı.
Ancak bu soruyu hiç düşünmeyen var mıydı aranızda?
Kültürel hâkimiyet nasıl tesis edilmez?
Leman'ın camları taşlanırken sosyal medyaya göz attım.
Karikatüre öfke duyanların önemli bir kısmı, dini hassasiyetlerinden değil, kamusal alanı ve sokakları kendi kültürel otoritelerinin bir sembolü haline getirme isteğinden kaynaklanıyordu.
Ancak kültürel otorite, 'Allahuekber' gibi güzel bir kavramı linç sloganına dönüştürerek tesis edilmez.
Provokasyon yoluyla fayda sağlamak isteyen herkes o gece aynı saftaydı.
Karşı çıkmayanları tehdit ettiler.
Sessizliklerinin üzerine çıkarak yükseklere ulaştılar.
Ve sonuç olarak, 'Allahuekber' kelimesini bir linç sloganına çevirdiler.
'İslam bu değil' demekten bıktık.
Ancak tekrar vurgulamak gerekirse:
O gece olanlar İslam'a ait değildi.
Hz. Muhammed hiçbir zaman kendini böyle savunmadı."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Nihal B.Karaca : İslam böyle savunulmaz
Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, Leman dergisinin Hz. Muhammed karikatürü yayınlama iddiasıyla saldırıya uğramasına tepki gösterdi. "Allahuekber'i linç sloganına çevirdiler, İslam böyle savunulmaz" diyen Karaca, saldırganları eleştirdi.
Nihal Bengisu Karaca, Leman'a yönelik saldırılara tepki gösterdi: 'Allahuekber' kelimesini bir linç sloganına çevirdiler
Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, Leman dergisinin Hz. Muhammed karikatürü yayınladığı iddiasıyla saldırıya uğramasına dair, "Sonunda 'Allahuekber' kelimesini bir linç sloganına çevirdiler. O gece yaşananlar kesinlikle İslam'ı yansıtmıyordu. Hz. Muhammed kendisini hiç böyle savunmadı" görüşünü belirtti. Karikatürde hakaret olmadığını ifade eden Karaca, "Karikatüre yoğun bir öfke duyanların çoğu, sadece dini hassasiyetlerinden değil, aynı zamanda kamusal alanı ve sokakları kendi kültürel otoritelerinin bir sembolü haline getirme arzusuyla hareket ediyorlardı. Provokasyon yoluyla fayda sağlamak isteyen herkes o gece aynı safta yer aldı. Tepkisiz kalanlara tehditler savurdular, sessizliklerinden güç aldılar" dedi.
Leman dergisinin 26 Haziran tarihli sayısında, Hz. Muhammed'in temsil edildiği bir çizim olduğu iddiası üzerine, dergiye tepki gösterilmesi çağrıları yapıldı. Dergiden yapılan açıklamalara rağmen, çizimde Hz. Muhammed’in yer almadığı belirtildikten sonra bile, toplanan grup, derginin Beyoğlu'ndaki ofisinin bulunduğu binanın kapısını kırdı, içeri girmeye çalıştı. Bazı Leman çizerleri sosyal medyada hedef gösterildi. Derginin bulunduğu caddenin bir bölümü polis tarafından kapatıldı, güvenlik önlemleri artırıldı. Dergi önünde toplanarak tekbir getiren ve sloganlar atan kalabalık, İstiklal Caddesi'nde yatsı namazı da kıldı. Çizimi yapan karikatürist D.P., grafiker C.O., derginin Yazı İşleri Müdürü Z.A. ve müessese müdürü A.Y. gözaltına alındı.
'Hazreti Muhammed karikatürü' krizi | LeMan'a soruşturma açıldı, protestoya çağrılanlar dergiyi basarak 4 kişinin gözaltına alınmasına neden oldu
Toplumda çeşitli tartışmalara yol açan olay hakkında, Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, yazısında saldırılara tepki göstererek, karikatürde bir hakaret olmadığını yazarak şunları söyledi:
"...
Leman karikatüründe ise:
Ne hakaret ne de tahkir var.
Karikatürist, Filistin’de hayatını kaybeden iki kişinin isimleri üzerinden bir vicdan muhasebesi yaptığını belirtti.
Fakat savcılık, kamu barışını gerekçe göstererek 216/3’ü devreye soktu.
Bundan dolayı bu madde, siyasi ortama göre genişletilip daraltılabilen ve eleştiri ile hakaret arasındaki farkı bulanıklaştıran bir kontrol aracı haline getiriliyor.
Hakaret yok ancak suret yasağının aşıldığı varsayılıyor.
Ben, inancın başladığı yerde sınırsız ifade özgürlüğü olamayacağını düşünenlerdenim.
Charlie Hebdo çizimleri bu sınırı defalarca ihlal etti.
Ancak Leman'ın karikatürü böyle bir içeriğe sahip değil.
Buna rağmen önceki gün sokaklar o kadar hareketlendi ki, devletin neredeyse tüm yüksek kademesi, bu çizimi hedef alarak harekete geçmeye karar verdi.
Camlara zarar verildi. Yaşlı müessese müdürü ters kelepçeyle gözaltına alındı.
Sokaklarda saldırılgan kalabalıklar, içeride ise resmi prosedürler işlendi.
Oysa karikatürün mesajı gayet net:
'İbrahimî gelenekten gelen iki inancın mensupları, aynı soyun çocukları arasındaki bu çatışma aslında çok anlamsız değil mi?'
Bu soru yalnızca çizimle sorulduğu için cezalandırıldı.
Ancak bu soruyu hiç düşünmeyen var mıydı aranızda?
Kültürel hâkimiyet nasıl tesis edilmez?
Leman'ın camları taşlanırken sosyal medyaya göz attım.
Karikatüre öfke duyanların önemli bir kısmı, dini hassasiyetlerinden değil, kamusal alanı ve sokakları kendi kültürel otoritelerinin bir sembolü haline getirme isteğinden kaynaklanıyordu.
Ancak kültürel otorite, 'Allahuekber' gibi güzel bir kavramı linç sloganına dönüştürerek tesis edilmez.
Provokasyon yoluyla fayda sağlamak isteyen herkes o gece aynı saftaydı.
Karşı çıkmayanları tehdit ettiler.
Sessizliklerinin üzerine çıkarak yükseklere ulaştılar.
Ve sonuç olarak, 'Allahuekber' kelimesini bir linç sloganına çevirdiler.
'İslam bu değil' demekten bıktık.
Ancak tekrar vurgulamak gerekirse:
O gece olanlar İslam'a ait değildi.
Hz. Muhammed hiçbir zaman kendini böyle savunmadı."
En Çok Okunan Haberler