Nazım Hikmet'in ‘Davet’ şiiri ve el yazısı ilk kez paylaşıldı
Nazım Hikmet'in ‘Davet’ şiiri ve el yazısı ilk kez paylaşıldı
Milli İstihbarat Teşkilatı, arşivinden bir belgeyi daha gün yüzüne çıkardı. Şair Nazım Hikmet’in 1950 tarihli el yazısı, imzası ve ünlü “Davet” şiirinin dizeleri kamuya açıldı.
Haber Giriş Tarihi: 12.08.2025 16:55
Haber Güncellenme Tarihi: 12.08.2025 17:00
Kaynak:
Haber Merkezi
https://haberdeger.com/
Nazım Hikmet’in el yazısı ve imzası MİT arşivinden çıktı
Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT), tarihî belgelerinin gizliliğini kaldırmaya devam ediyor. Son olarak, ünlü şair Nazım Hikmet’e ait olduğu değerlendirilen 1950 tarihli bir belge paylaşıldı. Belge; şairin kendi el yazısı, imzası, çizimi ve “Davet” şiirinin dizelerini içeriyor.
‘Davet’ şiirinin unutulmaz dizeleri
Belgelerde yer alan şiirden öne çıkan dizeler şöyle:
“Dörtnala gelip Uzak Asyadan Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim...
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benziyen toprak bu cehennem, bu cennet bizim...
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın yok edin insanın insana kulluğunu bu davet bizim...
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine bu hasret bizim.”
Bu dizeler, Nazım Hikmet’in hem yurt sevgisini hem de özgürlük idealini yansıtan en bilinen satırları arasında kabul ediliyor.
Nazım Hikmet kimdir?
Yaşam Öyküsü:
Hikmet Bey ve Celile Hanım’ın oğlu olan Nazım Hikmet, 15 Ocak 1902’de Selanik’te dünyaya geldi. Babası, Osmanlı Hariciyesi’nde görev yapmış; annesi ise ilk kadın ressamlarımız arasında anılan, sanatçı ruhlu Celile Hanım’dı. İlk eğitimini annesi ve mevlevi şairi büyükbabası Nazım Paşa’dan aldı. Henüz 11 yaşında ilk şiirini yazdı.
Galatasaray ve Nişantaşı Sultanilerinde okuduktan sonra 1915’te Bahriye Mektebi’ne girdi. 1918’de ilk şiiri yayımlandı. İstanbul’un işgaliyle birlikte şiirleri yurtsever bir nitelik kazandı. Hastalık nedeniyle Bahriye’den ayrıldıktan sonra Anadolu’ya geçti, öğretmenlik yaptı. Moskova’da eğitim gördü, Rusya’daki devrime tanıklık etti.
1928’de yurda döndü, ancak siyasi görüşleri ve etkili yazıları nedeniyle sık sık gözaltına alındı, yargılandı. 17 yılını hapishanelerde geçirdi. 1950’de çıkarılan Genel Af Yasası’yla özgürlüğüne kavuştu. Ancak suikast girişimi endişesiyle yurt dışına çıktı ve ömrünün sonuna kadar hasret içinde yaşadı.
Barış hareketlerinde aktif rol aldı, Dünya Barış Konseyi Başkanlık Divanı’na seçildi. 3 Haziran 1963’te Moskova’da hayatını kaybetti. Şiirleri, ölümünden sonra Türkiye’de yayımlandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Nazım Hikmet'in ‘Davet’ şiiri ve el yazısı ilk kez paylaşıldı
Milli İstihbarat Teşkilatı, arşivinden bir belgeyi daha gün yüzüne çıkardı. Şair Nazım Hikmet’in 1950 tarihli el yazısı, imzası ve ünlü “Davet” şiirinin dizeleri kamuya açıldı.
Nazım Hikmet’in el yazısı ve imzası MİT arşivinden çıktı
Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT), tarihî belgelerinin gizliliğini kaldırmaya devam ediyor. Son olarak, ünlü şair Nazım Hikmet’e ait olduğu değerlendirilen 1950 tarihli bir belge paylaşıldı. Belge; şairin kendi el yazısı, imzası, çizimi ve “Davet” şiirinin dizelerini içeriyor.
‘Davet’ şiirinin unutulmaz dizeleri
Belgelerde yer alan şiirden öne çıkan dizeler şöyle:
Bu dizeler, Nazım Hikmet’in hem yurt sevgisini hem de özgürlük idealini yansıtan en bilinen satırları arasında kabul ediliyor.
Nazım Hikmet kimdir?
Yaşam Öyküsü:
Hikmet Bey ve Celile Hanım’ın oğlu olan Nazım Hikmet, 15 Ocak 1902’de Selanik’te dünyaya geldi. Babası, Osmanlı Hariciyesi’nde görev yapmış; annesi ise ilk kadın ressamlarımız arasında anılan, sanatçı ruhlu Celile Hanım’dı. İlk eğitimini annesi ve mevlevi şairi büyükbabası Nazım Paşa’dan aldı. Henüz 11 yaşında ilk şiirini yazdı.
Galatasaray ve Nişantaşı Sultanilerinde okuduktan sonra 1915’te Bahriye Mektebi’ne girdi. 1918’de ilk şiiri yayımlandı. İstanbul’un işgaliyle birlikte şiirleri yurtsever bir nitelik kazandı. Hastalık nedeniyle Bahriye’den ayrıldıktan sonra Anadolu’ya geçti, öğretmenlik yaptı. Moskova’da eğitim gördü, Rusya’daki devrime tanıklık etti.
1928’de yurda döndü, ancak siyasi görüşleri ve etkili yazıları nedeniyle sık sık gözaltına alındı, yargılandı. 17 yılını hapishanelerde geçirdi. 1950’de çıkarılan Genel Af Yasası’yla özgürlüğüne kavuştu. Ancak suikast girişimi endişesiyle yurt dışına çıktı ve ömrünün sonuna kadar hasret içinde yaşadı.
Barış hareketlerinde aktif rol aldı, Dünya Barış Konseyi Başkanlık Divanı’na seçildi. 3 Haziran 1963’te Moskova’da hayatını kaybetti. Şiirleri, ölümünden sonra Türkiye’de yayımlandı.
En Çok Okunan Haberler