Mehmet Uçum: Yurtsever sol, Terörsüz Türkiye hedefine kayıtsız şartsız destek vermelidir
Mehmet Uçum: Yurtsever sol, Terörsüz Türkiye hedefine kayıtsız şartsız destek vermelidir
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, sol siyasetin günümüzdeki anlamını ve Türkiye’nin terörsüz bir geleceğe geçiş sürecinde ‘yurtsever sol’un nasıl konumlanması gerektiğini değerlendirdi. Uçum’a göre, antiemperyalizm, demokrasi ve sosyal adalet ekseninde şekillenmeyen hiçbir yaklaşım sol olarak tanımlanamaz.
Haber Giriş Tarihi: 14.12.2025 10:25
Haber Güncellenme Tarihi: 14.12.2025 10:27
Kaynak:
Haber Merkezi
https://haberdeger.com/
Sol tartışması terörsüz gelecek ekseninde yeniden alevlendi
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, AA Analiz için kaleme aldığı yazıda, Türkiye’de son dönemde yeniden gündeme gelen “sol” tartışmalarını ele aldı. Uçum, özellikle Terörsüz Türkiye hedefi etrafında şekillenen siyasal tartışmalarda, sol kavramının sıkça istismar edildiğini savunarak, “yurtsever sol” anlayışının tarihsel bir zorunluluk haline geldiğini ifade etti.
“Sınıf esaslı solculuk dönemi kapanmıştır”
Uçum, 21. yüzyılda klasik işçi sınıfı temelli sol siyasetin etkisini yitirdiğini belirterek, kapitalizmin son yarım yüzyıldaki dönüşümünün toplumsal yapıları kökten değiştirdiğini vurguladı. Emek–sermaye çelişkisinin yerini, bireyin özgürleşmesi ile baskıcı otoriteler arasındaki çatışmanın aldığını ifade eden Uçum, bu dönüşümle birlikte sol siyasetin de sınıf merkezli yapıdan toplum merkezli bir hatta evrildiğini kaydetti.
Bu çerçevede, sol siyasetin artık daha geniş bir sosyolojik zemine oturduğunu belirten Uçum, “sınıf esaslı solculuğun başarısız olduğu” yönündeki tespitin, sol siyasete duyulan ihtiyacın ortadan kalktığı anlamına gelmediğini vurguladı.
Sol siyasetin üç temel alanı: Demokrasi, sermaye ve sosyal politika
Uçum’a göre günümüzde sol siyaseti belirleyen üç temel mecra bulunuyor. Bunlardan ilki, devlet ile halk arasındaki ilişki. Uçum, halkın iradesini merkeze alan, katılımcı ve çok katmanlı bir demokrasi anlayışının sol siyasetin asli sorumluluğu olduğunu belirtti.
İkinci alan ise devlet-sermaye ilişkisi. Kapitalizm koşullarında devletin sermayeyle ilişkisini düşmanlık temelinde değil, özerkliğini koruyan bir işbirliği çerçevesinde düzenlemesi gerektiğini savunan Uçum, sermaye kontrolündeki devlet modellerine karşı durmanın solun temel ilkeleri arasında yer aldığını ifade etti.
Üçüncü mecra olarak sosyal politikaları işaret eden Uçum, gelir güvencesi, adil ücret, ücretsiz sağlık ve eğitim, sosyal güvenlik ve gelir dağılımında adalet gibi başlıkların sol siyasetin vazgeçilmezleri olduğunu belirtti.
“Bugünün sol kimliği enternasyonel değil, yurtseverdir”
Yazısında enternasyonel sol anlayışının etkisini yitirdiğini savunan Uçum, günümüzde sol siyasetin temel kimliğinin “yurtseverlik” olduğunu ifade etti. Yurtsever solun, ülkenin coğrafi bütünlüğünü ve siyasi birliğini savunmakla yükümlü olduğunu vurgulayan Uçum, antiemperyalizmin bu anlayışın ayrılmaz bir parçası olduğunu belirtti.
Uçum’a göre, insan hakları söyleminin emperyalist projelerin bir aracı haline getirilmesine karşı açık bir tutum almak da yurtsever solun temel görevleri arasında yer alıyor.
Türkiye’de sol var mı? Uçum’dan sert eleştiriler
Türkiye’de tarihsel olarak güçlü bir sınıf temelli sol hareketin hiçbir zaman oluşmadığını savunan Uçum, sol adına ortaya çıkan birçok yapının tabansız kadro hareketleri olmaktan öteye geçemediğini ifade etti. CHP’ye yönelik eleştirilerde bulunan Uçum, partinin ne sınıf esaslı ne de toplum esaslı bir sol çizgiye sahip olduğunu öne sürdü.
Kendini sol olarak tanımlayan bazı yapıların emperyalist projelerin taşıyıcısı haline geldiğini iddia eden Uçum, antiemperyalist olmayan hiçbir siyasal akımın sol olarak nitelendirilemeyeceğini belirtti.
“Sol adının istismarı söz konusu”
Uçum, yazısında “sermaye solculuğu”, “liberal solculuk”, “foncu solculuk” ve “batıcı solculuk” gibi kavramlarla tanımladığı yaklaşımların sol adını istismar ettiğini savundu. Bu akımların toplumsal adaletle, halk iradesiyle ve yurtseverlikle bağının bulunmadığını ifade etti.
“Ülkenin tarihine, değerlerine ve toplumsal birikimine karşı duran bir anlayışın sol olamayacağını” belirten Uçum, devlet düşmanlığını yücelten yaklaşımların da solculukla ilgisinin olmadığını vurguladı.
Terörsüz Türkiye vurgusu: “En ufak şüphe yurtsever sol ile çelişir”
Uçum, yazısının merkezine Terörsüz Türkiye hedefini yerleştirerek, şiddetin her türlüsünden arındırılmış bir toplumsal düzenin sol siyasetin temel perspektiflerinden biri olduğunu ifade etti. Türkiye’nin içinde bulunduğu tarihsel koşullar dikkate alındığında, yurtsever solun bu hedefe kayıtsız şartsız destek vermesi gerektiğini belirten Uçum, “Bu konuda en ufak bir şüphe duymak, yurtsever sol perspektifle çelişir” değerlendirmesinde bulundu.
Yeni anayasa çağrısı: “Tarihsel sorumluluk”
Uçum, Terörsüz Türkiye hedefine ulaşıldıktan sonra gündeme gelmesi beklenen yeni anayasa sürecine de değindi. Halkın iradesini güçlendirecek, ulusal birliği pekiştirecek demokrasi ve hukuk reformlarının yurtsever sol demokratların temel sorumluluğu olduğunu ifade eden Uçum, yeni anayasa sürecine katkı sunmanın tarihsel bir görev olduğunu kaydetti.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Uçum: Yurtsever sol, Terörsüz Türkiye hedefine kayıtsız şartsız destek vermelidir
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, sol siyasetin günümüzdeki anlamını ve Türkiye’nin terörsüz bir geleceğe geçiş sürecinde ‘yurtsever sol’un nasıl konumlanması gerektiğini değerlendirdi. Uçum’a göre, antiemperyalizm, demokrasi ve sosyal adalet ekseninde şekillenmeyen hiçbir yaklaşım sol olarak tanımlanamaz.
Sol tartışması terörsüz gelecek ekseninde yeniden alevlendi
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, AA Analiz için kaleme aldığı yazıda, Türkiye’de son dönemde yeniden gündeme gelen “sol” tartışmalarını ele aldı. Uçum, özellikle Terörsüz Türkiye hedefi etrafında şekillenen siyasal tartışmalarda, sol kavramının sıkça istismar edildiğini savunarak, “yurtsever sol” anlayışının tarihsel bir zorunluluk haline geldiğini ifade etti.
“Sınıf esaslı solculuk dönemi kapanmıştır”
Uçum, 21. yüzyılda klasik işçi sınıfı temelli sol siyasetin etkisini yitirdiğini belirterek, kapitalizmin son yarım yüzyıldaki dönüşümünün toplumsal yapıları kökten değiştirdiğini vurguladı. Emek–sermaye çelişkisinin yerini, bireyin özgürleşmesi ile baskıcı otoriteler arasındaki çatışmanın aldığını ifade eden Uçum, bu dönüşümle birlikte sol siyasetin de sınıf merkezli yapıdan toplum merkezli bir hatta evrildiğini kaydetti.
Bu çerçevede, sol siyasetin artık daha geniş bir sosyolojik zemine oturduğunu belirten Uçum, “sınıf esaslı solculuğun başarısız olduğu” yönündeki tespitin, sol siyasete duyulan ihtiyacın ortadan kalktığı anlamına gelmediğini vurguladı.
Sol siyasetin üç temel alanı: Demokrasi, sermaye ve sosyal politika
Uçum’a göre günümüzde sol siyaseti belirleyen üç temel mecra bulunuyor. Bunlardan ilki, devlet ile halk arasındaki ilişki. Uçum, halkın iradesini merkeze alan, katılımcı ve çok katmanlı bir demokrasi anlayışının sol siyasetin asli sorumluluğu olduğunu belirtti.
İkinci alan ise devlet-sermaye ilişkisi. Kapitalizm koşullarında devletin sermayeyle ilişkisini düşmanlık temelinde değil, özerkliğini koruyan bir işbirliği çerçevesinde düzenlemesi gerektiğini savunan Uçum, sermaye kontrolündeki devlet modellerine karşı durmanın solun temel ilkeleri arasında yer aldığını ifade etti.
Üçüncü mecra olarak sosyal politikaları işaret eden Uçum, gelir güvencesi, adil ücret, ücretsiz sağlık ve eğitim, sosyal güvenlik ve gelir dağılımında adalet gibi başlıkların sol siyasetin vazgeçilmezleri olduğunu belirtti.
“Bugünün sol kimliği enternasyonel değil, yurtseverdir”
Yazısında enternasyonel sol anlayışının etkisini yitirdiğini savunan Uçum, günümüzde sol siyasetin temel kimliğinin “yurtseverlik” olduğunu ifade etti. Yurtsever solun, ülkenin coğrafi bütünlüğünü ve siyasi birliğini savunmakla yükümlü olduğunu vurgulayan Uçum, antiemperyalizmin bu anlayışın ayrılmaz bir parçası olduğunu belirtti.
Uçum’a göre, insan hakları söyleminin emperyalist projelerin bir aracı haline getirilmesine karşı açık bir tutum almak da yurtsever solun temel görevleri arasında yer alıyor.
Türkiye’de sol var mı? Uçum’dan sert eleştiriler
Türkiye’de tarihsel olarak güçlü bir sınıf temelli sol hareketin hiçbir zaman oluşmadığını savunan Uçum, sol adına ortaya çıkan birçok yapının tabansız kadro hareketleri olmaktan öteye geçemediğini ifade etti. CHP’ye yönelik eleştirilerde bulunan Uçum, partinin ne sınıf esaslı ne de toplum esaslı bir sol çizgiye sahip olduğunu öne sürdü.
Kendini sol olarak tanımlayan bazı yapıların emperyalist projelerin taşıyıcısı haline geldiğini iddia eden Uçum, antiemperyalist olmayan hiçbir siyasal akımın sol olarak nitelendirilemeyeceğini belirtti.
“Sol adının istismarı söz konusu”
Uçum, yazısında “sermaye solculuğu”, “liberal solculuk”, “foncu solculuk” ve “batıcı solculuk” gibi kavramlarla tanımladığı yaklaşımların sol adını istismar ettiğini savundu. Bu akımların toplumsal adaletle, halk iradesiyle ve yurtseverlikle bağının bulunmadığını ifade etti.
“Ülkenin tarihine, değerlerine ve toplumsal birikimine karşı duran bir anlayışın sol olamayacağını” belirten Uçum, devlet düşmanlığını yücelten yaklaşımların da solculukla ilgisinin olmadığını vurguladı.
Terörsüz Türkiye vurgusu: “En ufak şüphe yurtsever sol ile çelişir”
Uçum, yazısının merkezine Terörsüz Türkiye hedefini yerleştirerek, şiddetin her türlüsünden arındırılmış bir toplumsal düzenin sol siyasetin temel perspektiflerinden biri olduğunu ifade etti. Türkiye’nin içinde bulunduğu tarihsel koşullar dikkate alındığında, yurtsever solun bu hedefe kayıtsız şartsız destek vermesi gerektiğini belirten Uçum, “Bu konuda en ufak bir şüphe duymak, yurtsever sol perspektifle çelişir” değerlendirmesinde bulundu.
Yeni anayasa çağrısı: “Tarihsel sorumluluk”
Uçum, Terörsüz Türkiye hedefine ulaşıldıktan sonra gündeme gelmesi beklenen yeni anayasa sürecine de değindi. Halkın iradesini güçlendirecek, ulusal birliği pekiştirecek demokrasi ve hukuk reformlarının yurtsever sol demokratların temel sorumluluğu olduğunu ifade eden Uçum, yeni anayasa sürecine katkı sunmanın tarihsel bir görev olduğunu kaydetti.
En Çok Okunan Haberler