SON DAKİKA

#Anayasa

HABER DEĞER - Anayasa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Anayasa haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

ÖTV muafiyetinde engelliler için getirilen 10 yıl kuralı askıya alındı Haber

ÖTV muafiyetinde engelliler için getirilen 10 yıl kuralı askıya alındı

Yargı, engellilerin kazanılmış haklarını hukuka aykırı bulan düzenlemeyi askıya aldı. Danıştay 7. Dairesi, engelli yurttaşların ÖTV istisnası kapsamında edindiği ilk aracı sattıktan sonra ikinci kez muafiyetten yararlanabilmesi için getirilen “10 yıl bekleme” şartını hukuka aykırı bularak yürütmesini durdurdu. Karar, 27 Aralık 2024’ten önce aracını satan binlerce engelli yurttaşın yeniden muafiyetten yararlanmasının önünü açtı. On yıl kuralı, hakları geriye dönük budadığı için durduruldu. Yüksek Mahkeme, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) istisnasını düzenleyen ve 15 Ocak 2025’te yürürlüğe giren ÖTV (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği’nin 10. maddesindeki “10 yıl” kuralının, önceki dönemlerde işlem yapmış kişileri de kapsayacak biçimde uygulanmasının açıkça hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Karinın merkezinde, “kazanılmış hakların” geriye dönük olarak daraltılamayacağı ilkesi yer aldı. Yüksek Mahkeme, engellilerin topluma katılımı vurgusunu öne çıkardı. Kararda, düzenlemenin engelli bireylerin günlük yaşamda bağımsız hareket etme kapasitesini zayıflatabileceği ve toplumsal hayata aktif katılımlarını engelleyebileceği tespitine yer verildi. Daire, bu sonuçların Anayasa’nın eşitlik ve sosyal devlet ilkeleriyle bağdaşmadığını belirterek yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Karar kimleri kapsıyor ve ne değişiyor? Buna göre, 27 Aralık 2024’ten önce ÖTV istisnasıyla araç alıp beş yılın ardından satan ya da devreden engelli yurttaşlar, ikinci kez araç edinirken 10 yıl beklemeden yeniden ÖTV muafiyetinden yararlanabilecek. Uygulama; satış tarihi geçmişte kalanları da kapsayacak biçimde geriye dönük etki doğuruyor. Mücadeleyi yürüten dernek “kazanılmış haklar geri geldi” dedi. Türkiye Sakatlar Derneği Amasya Şube Başkanı Emine Hicin Arslan, kararın kamuoyuna duyurulmasının ardından yaptığı açıklamada, “Yoğun hukuki mücadelemiz, engellilerin kazanılmış haklarını koruyan bir dönüm noktasına ulaştı” ifadelerini kullandı. Ne olacak, süreç nasıl işleyecek? Kararın ardından idare, yürütmesi durdurulan hükmü uygulayamayacak. İlgili vergi dairelerinin, yeni başvuruları 10 yıl şartı aramaksızın değerlendirmesi, reddedilmiş dosyalar için de yeniden inceleme yolunun açılması bekleniyor. Türkiye toplumu açısından anlamı: Erişilebilirlik bir ayrıcalık değil, haktır. Karar, engelli yurttaşların bağımsız yaşam hakkını güçlendiren bir yargı içtihadı olarak kayda geçti. Hareket özgürlüğünü kısıtlayan bürokratik engellerin kaldırılması, sosyal politika perspektifinden “erişilebilirliğin” bir lütuf değil, hak olduğu yaklaşımını pekiştirdi.

Dervişoğlu: İmralı süreci Cumhuriyet’in temel anlayışını zedeliyor Haber

Dervişoğlu: İmralı süreci Cumhuriyet’in temel anlayışını zedeliyor

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada İmralı sürecine tepki gösterdi, Kürt vatandaşlar ile PKK arasında devlet aracılığıyla kurulan ilişkilerin Cumhuriyet’in temel ilkelerini zedelediğini söyledi. ANKARA (İGFA) - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu tarafından İmralı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’na gönderilen heyete dikkat çeken Dervişoğlu, sürecin Cumhuriyet’in Kürtler ile PKK arasında kurduğu “kalın duvarları” zayıflattığını savundu. Dervişoğlu, “İmralı süreci ve Abdullah Öcalan’ın doğrudan muhatap alınması, Kürtleri Öcalan’ın vesayeti altına almanın yolunu açmıştır. Şimdi ise devlet aklı, Kürtler ile PKK’yı ayırmaya çalışmak yerine Öcalan’ı Kürtlerin ulusal lideri yapma anlayışına doğru kaymıştır” ifadelerini kullandı. #İhanetinZamanAşımıYok pic.twitter.com/xyjXfdZnzP — Müsavat Dervişoğlu (@MDervisogluTR) November 26, 2025 Cumhuriyetin, vatandaşların devletle aracısız ve pazarlıksız ilişki kurabilmesi anlamına geldiğine dikkat çeken Dervişoğlu, sürecin devam etmesi hâlinde devlet ile vatandaş arasındaki doğrudan ilişkinin zarar göreceğini belirterek, farklı kimlik gruplarının liderleri üzerinden iktidar ile pazarlık yapmayı hak görebileceğini öne sürdü. “Kürt vatandaşlarımızla ilişki kurmak için ne Öcalan’a, ne de PKK’ya ihtiyaç vardır" diyen İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, sürecin devamının Cumhuriyet’e ve Anayasa’ya açık bir saldırı olduğunu, savcılarımızın dikkate alması gereken bir suç niteliği taşıdığını ifade etti.

Efkan Àlâ : Milli irade,idareye ortak oldu Haber

Efkan Àlâ : Milli irade,idareye ortak oldu

“Millet kurdu, Erdoğan adını koydu” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde 2001’de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Türk siyasetinde çok partili hayatın kesintisiz en uzun iktidar dönemi rekorunu 3 Kasım 2002’den bu yana elinde tutuyor. AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, yıl dönümüne ilişkin yaptığı açıklamada, partinin doğuşunun siyasi değil toplumsal bir ihtiyaç sonucu gerçekleştiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Sayın Cumhurbaşkanımızın da tabiriyle, millet AK Parti’yi kurdu, Erdoğan ve ekibi adını koydu. Onun ardından din ve vicdan özgürlüğünün üzerindeki bütün yasakları —altını çiziyorum— demokratik yollarla kaldırdık.” Ala, AK Parti’nin siyaseti dar kalıplardan çıkararak “demokratik otobana çıkardığını” söyledi: “Artık kimse siyasete ‘şu yoldan gidemezsin’ diyemiyor. Milletin AK Parti’ye duyduğu güvenle Türkiye, 23 yıllık istikrarlı bir dönem kazandı.” “Bugün birçok badireye karşı kenetlenen bir Cumhur İttifakı var” Efkan Ala, Cumhur İttifakı'nın “sınamaları birlikte göğüsleyen bir birliktelik” olduğunu belirtti: “Cumhur İttifakı, bugün birçok badire karşısında kenetlenmiş durumda. Bu ittifakın temelinde millet iradesi var.” Dış politika: “Artık masada oturan Türkiye var” Ala, dış politikadaki güç dönüşümünü öne çıkararak şu sözleri söyledi: “Eskiden Türkiye üzerinde hesap yapılırdı, şimdi bölgemizdeki bütün hesaplamalarda Türkiye masada. Tarihimizden bize emanet olan dış politika anlayışı, yalnızca bölgemizin değil insanlığın da ihtiyacıdır.” Yeni anayasa mesajı: “Zamanı geldi, geçiyor” Efkan Ala, mevcut anayasanın darbe dönemlerinin izlerini taşıdığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı: “Her türlü otorite karşısında hak ve özgürlükleri güvenceye alan, bireyi esas alan bir anayasa yapma zamanı geldi de geçiyor. Türkiye’nin önünü açacak sivil bir anayasa artık ertelenemez.” “Terörsüz Türkiye artık bir gerçeklik” Ala, terörle mücadele politikalarını değerlendirirken, “Türkiye artık başarıdan başarıya koşuyor” dedi: “Bugün ‘Terörsüz Türkiye’den söz edebiliyoruz. Çünkü biz daha önce atılması gereken adımları attık. Yeni dönem, Türkiye’nin daha büyük hedeflere yürüdüğü dönem olacaktır.”

İzmir’de lise birincisi Asmin Yıldız tutuklandı! Haber

İzmir’de lise birincisi Asmin Yıldız tutuklandı!

Sınıfta çekilen video “örgüt propagandası” sayıldı İzmir’in Menemen ilçesindeki Haldun Koşay Anadolu Lisesi son sınıf öğrencileri, boş derste müzik açarak halay çekti. Sınıfta çekilen bu video, bir öğrencinin TikTok hesabında paylaşıldı. Kısa sürede “Hafıza” adlı bir sosyal medya hesabı tarafından alıntılanan görüntü, 600 binden fazla kişiye ulaştı ve tartışma yarattı. Videoda çalan müziğin içeriği nedeniyle, “örgüt propagandası” iddiasıyla beş öğrenci hakkında soruşturma başlatıldı. Okul birincisi Asmin Yıldız, savcının talebiyle tutuklanarak Aliağa Şakran Kadın Cezaevi’ne gönderildi. Avukatı: “Kürtçe bilmeyen bir öğrencinin farkında olmadan çektiği video suç sayılamaz” Asmin Yıldız’ın avukatı Zeynep Sedef Özdoğan, İzmir Barosu’nda düzenlenen basın açıklamasında süreci anlattı: “Sınıfta öğrenciler halay çekiyor, Asmin de bunu TikTok hesabında paylaşıyor. Kürtçe bilmediği için şarkının içeriğinin farkında değil. Videonun altına herhangi bir açıklama da yazmıyor. Ancak sosyal medyada hızla yayılan görüntü, linç kampanyasına dönüşüyor. Asmin tepkileri görünce özür dileyerek videoyu kaldırıyor. Buna rağmen gece yarısı evi basılarak gözaltına alınıyor ve ertesi gün tutuklanıyor.” Özdoğan, Asmin’in “kaçma şüphesi” iddiasıyla tutuklandığını belirterek, bunun hukukla bağdaşmadığını söyledi. “Asmin Cumhuriyet Savcısı olmak istiyordu” Avukat Özdoğan, Asmin’in eğitimine ve hedeflerine vurgu yaparak şunları kaydetti: “Cumhuriyet Savcısı olmak isteyen, hukuk okumak isteyen bir çocuk bu. Ülkesine hizmet etmek, adaletin bir parçası olmak istiyor. Ama şimdi o hayaller cezaevi duvarları ardında. Biz diyoruz ki: Asmin’in yeri cezaevi değil, okul sıraları ve ailesinin yanı olmalı.” Ailesine yönelik tehditler: “Okula gitseydi öldürürdük” Asmin’in teyzesi Didem Bozkur, basın toplantısında ailenin tehdit mesajları aldığını belirtti: “Aileye ‘Asmin okula gitseydi öldürürdük’ şeklinde mesajlar geliyor. Bu tehditler nedeniyle aile tedirgin. Biz sadece adalet istiyoruz.” Anne Sevgi Yıldız ise kızının üniversiteye hazırlandığını söyleyerek gözyaşları içinde şu ifadeleri kullandı: “Kızımın bir paylaşım yüzünden elimizden alınmasını hak etmiyoruz. Asmin ders çalışan, hayalleri olan bir çocuk. Kızımın yeri okul sıraları, cezaevi değil.” Baro ve hukukçular sürecin takipçisi İzmir Barosu Genel Sekreteri Zöhre Dalkıran, Asmin Yıldız’ın tutukluluğuna tepki göstererek, konunun takipçisi olacaklarını belirtti. Avukat Özdoğan ise Anayasa’nın 19., 25., 26. ve 42. maddelerini hatırlatarak, ifade özgürlüğü ve eğitim hakkının ihlal edildiğini söyledi. Eğitim yerine cezaevi tartışması büyüyor Asmin Yıldız’ın tutuklanması, sosyal medyada ve hukuk çevrelerinde geniş yankı uyandırdı. Öğrencinin eğitim hakkı ve ifade özgürlüğü temelinde tahliye edilmesi çağrıları artarken, hukukçular sürecin “ifade özgürlüğü sınırlarını aşan bir yargı uygulaması” olduğunu savunuyor.

Mehmet Uçum: Terör hiçbir iyi hedefin aracı olamaz! Haber

Mehmet Uçum: Terör hiçbir iyi hedefin aracı olamaz!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından yayımladığı “Önce Geçiş Sonra Demokrasi Çarpıtması!” başlıklı yazısında, “Terörsüz Türkiye” süreci ve demokrasi reformları üzerine tartışmalara yanıt verdi. Uçum, bazı çevrelerin “geçiş süreci” kavramını yanlış yorumlayarak demokrasiyi askıya alma iddiasında bulunduğunu belirtti. “Geçiş süreci demokrasiden bağımsız değildir” Uçum yazısında, “Terörsüz Türkiye’ye geçiş”in amacının terörün kesin ve kalıcı biçimde sona ermesi olduğunu, bu sürecin yalnızca terör örgütü ve onun siyasi-ideolojik bağlantılarıyla sınırlı olduğunu vurguladı. “Geçiş süreci Türkiye’deki ve bölgedeki Kürt yurttaşların tamamına yönelik değildir. Bu süreçteki özneler münfesih terör örgütünün kurucuları, yöneticileri ve hukuken muhatap alınabilecek kişilerle sınırlıdır.” Uçum’a göre, geçiş süreci hukuku demokratik düzenin bir parçası olarak görülmeli ve demokrasiyle birlikte ilerlemelidir. “Geçiş süreci hukukunu demokrasi dışında görmek abestir. Terörün ve şiddetin sona ermesi zaten demokratik alanı genişletecek, yeni olanaklar yaratacaktır.” “Türkiye’de demokrasi askıda değil, işliyor” Yazısında muhalefetin “demokrasi askıda” yönündeki söylemlerine de yanıt veren Uçum, Türkiye’de demokratik sistemin tüm kurumlarıyla işlediğini belirtti: “Demokrasi askıda ise Türkiye’de her türlü muhalefet nasıl olabiliyor, varlıklarını nasıl sürdürebiliyor? En radikal fikirlerin bile ortaya çıkabildiği bir ortamda, ‘demokrasi yok’ demek ideolojik körlüktür.” Uçum, hukuki süreçlerin ve cezaların “demokrasiye darbe” gibi gösterilmesini yanlış bulduğunu vurguladı: “Suç alanına girilmedikçe her kanattan muhalifler demokratik alanda son derece rahat hareket ediyor. Türkiye’nin gerçeği budur.” “Terörü sona erdirmek hiçbir ön şarta bağlanamaz” Uçum, yazısının sonunda “terör ve demokrasi” arasındaki ilişkiyi açık biçimde tanımlayarak, terörün hiçbir şekilde meşrulaştırılamayacağını belirtti: “Terörü sona erdirmek hiçbir ön şarta bağlanamaz. Terör hiçbir iyi hedefin aracı olamaz. Terörün bitmesi herkesin kazancıdır, demokrasiyi geliştirmek için yüksek bir imkandır. Bu süreci istismar etmek en büyük sabotaj olur.” “Demokrasiye geçiş değil, demokrasiyi güçlendirme hedefi” Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, “demokrasiye geçiş” gibi ifadelerin Türkiye’nin mevcut sistemini yok saydığını da dile getirdi: “Türkiye zaten demokratik bir düzene sahip. Hedef, demokrasiye geçmek değil, demokrasiyi geliştirmektir. Cumhuriyet ve demokrasi güçlü temellere sahiptir; eksikleri tamamlamak, kurumları geliştirmek elbette mümkündür.” Uçum’un yazısı, Cumhurbaşkanlığı çevrelerinde yürütülen “Terörsüz Türkiye” ve “yeni anayasa” tartışmalarına dair en kapsamlı değerlendirmelerden biri olarak dikkat çekti. Siyaset kulislerinde ise bu çıkış, önümüzdeki dönemde güvenlik-demokrasi dengesine dair yeni anayasal adımların habercisi olarak yorumlandı.

CHP’li Emir’den süreç komisyonuna net sınır: “Anayasa tartışmasına kapalıyız” Haber

CHP’li Emir’den süreç komisyonuna net sınır: “Anayasa tartışmasına kapalıyız”

“Komisyon özgürlük ve hukuk devleti ekseninde çalışmalı” Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) ilk toplantısını gerçekleştiren Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na ilişkin CHP’nin tutumu netleşti. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, 8 saat süren toplantının ardından yaptığı açıklamada, partilerinin komisyonun çalışma esasları konusundaki taleplerinin büyük ölçüde karşılandığını belirtti. “Yeni Anayasa bu masanın gündemi değil” Emir, komisyonda yeni bir anayasa yapım sürecine kapı açılmayacağını, bu tutumun Meclis Başkanı ve diğer siyasi parti temsilcileri tarafından da teyit edildiğini söyledi. Komisyonun öncelikli olarak Kürt sorunu, özgürlükler, demokrasi ve hukuk devleti gibi başlıklara odaklanacağının altını çizdi. “Herkesin içi rahat olsun; CHP’nin olduğu komisyonda Cumhuriyetin temel nitelikleri tartışma konusu yapılmaz,” dedi. “Katılım ve şeffaflık ön planda olmalı” Komisyonda gündem belirlenmesinde ve uzman davetlerinde muhalefetin söz hakkına sahip olmasının önemli bir kazanım olduğunu belirten Emir, kararların üye tam sayısının beşte üçüyle alınmasına karar verildiğini de aktardı. Bu oranın, CHP’nin önerdiği üçte iki çoğunluk kadar güçlü olmasa da çoğulculuk açısından anlamlı olduğunu vurguladı. “Toplumun güvenini kazanacak bir süreç istiyoruz” CHP olarak komisyonun çalışmalarının tutanak altına alınması ve basına açık şekilde yürütülmesi gerektiğini savunduklarını belirten Emir, şeffaflık ve toplumsal denetimin sürecin güvenilirliği açısından kilit rol oynayacağını ifade etti. “CHP bu sürecin hukuk ve demokrasi zemininde kalmasını sağlayacak” Murat Emir’in açıklamaları, CHP’nin sürece katılırken kırmızı çizgilerini net bir şekilde ortaya koyduğunu gösteriyor. Parti, komisyonun temel hak ve özgürlükler konusunda ilerlemesini desteklerken, anayasanın değiştirilemez ilkeleri ve Cumhuriyetin kurucu değerleri konusunda taviz vermeyeceğini vurguluyor.

MHP'li Feti Yıldız: Anayasa'nın ilk üç maddesini tartışmaya gerek yok Haber

MHP'li Feti Yıldız: Anayasa'nın ilk üç maddesini tartışmaya gerek yok

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Terörsüz Türkiye” hedefiyle kurulan komisyon, ilk toplantısını gerçekleştirdi. Siyasi partilerin temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda her partiden iki milletvekili söz alarak görüşlerini paylaştı. Toplantının en dikkat çeken açıklamalarından biri ise Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) adına konuşan Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’dan geldi. MHP: “İlk üç madde tartışmaya kapalıdır” MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, toplantı sırasında yaptığı konuşmada, Anayasa'nın değiştirilemez maddeleri arasında yer alan ilk üç maddeye ilişkin tartışmalara kapıyı kapattı. “Anayasa’nın ilk üç maddesini tartışmaya gerek yok” diyen Yıldız, bu hükümlerin devletin temel niteliklerini belirlediğini ve MHP açısından üzerinde müzakere edilecek bir konu olmadığını vurguladı. DEM Parti'nin katılımına olumlu mesaj Toplantıya ilişkin detayları paylaşan SÖZCÜ TV muhabiri Emre Sercan İke’nin aktardığına göre, Feti Yıldız, DEM Parti'nin süreçte görüşlerini açıkça dile getirmesinin “fırsat” olduğunu belirtti. Bu değerlendirme, farklı siyasi görüşlerin aynı masada buluşmasının önemli olduğuna işaret eden bir mesaj olarak yorumlandı. Anayasa tartışmalarına sınır çizildi MHP’nin bu çıkışı, komisyonda ilerleyen süreçte gündeme gelebilecek anayasa değişikliği önerilerine yönelik yaklaşımını da ortaya koymuş oldu. Özellikle Anayasa'nın 1. maddesindeki “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir”, 2. maddesindeki “Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir” ve 3. maddesindeki “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” ifadeleri, MHP için kırmızı çizgi olarak bir kez daha teyit edildi. Siyasi uzlaşma kadar anayasal hassasiyetler de belirleyici olacak Komisyonun çalışmaları, yalnızca terörle mücadele sürecine değil, aynı zamanda anayasal çerçevede atılacak adımlara da zemin oluşturması açısından önem taşıyor. Ancak ilk toplantıda ortaya konan bu net pozisyon, önümüzdeki süreçte siyasi partiler arasında nasıl bir uzlaşı zemini oluşacağı sorusunu da gündeme getiriyor.

Meclis'te kritik komisyon için sürpriz ittifaklar! Haber

Meclis'te kritik komisyon için sürpriz ittifaklar!

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) oluşturulması planlanan 51 üyeli komisyon için kulisler hareketli. AK Parti, MHP ve DEM Parti’nin birlikte başlattığı girişime, farklı siyasi partilerden yeni katılımlar gerçekleşti. Yeni Yol Grubu, Emek Partisi (EMEP), Demokratik Sol Parti (DSP) ve Hür Dava Partisi (HÜDA PAR), komisyona temsilci göndermeyi kabul etti. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, tüm siyasi partilere çağrıda bulunarak 31 Temmuz Perşembe günü saat 17.00’ye kadar komisyona bildirecekleri isimleri iletmelerini talep etti. Komisyonun son durumu: Partilere ayrılan koltuk sayısı şöyle şekillendi: AK Parti: 21 CHP: 10 DEM Parti: 4 MHP: 4 İYİ Parti: 3 Yeni Yol: 3 HÜDA PAR: 1 Yeniden Refah: 1 TİP: 1 EMEP: 1 DSP: 1 Demokrat Parti: 1 İYİ Parti masadan kalktı Komisyona katılmayacağını duyuran tek parti şu an için İYİ Parti. Katılım kararını kesin olarak reddeden parti, sürecin dışında kalacağını net şekilde ifade etti. AK Parti listeyi henüz netleştirmedi AKP’nin komisyona göndereceği milletvekillerinin kim olacağı henüz kesinleşmedi. Parti içinde isim belirleme çalışmaları sürüyor. MHP ve DEM temsilcileri belirlendi MHP’yi komisyonda temsil edecek isimler: Feti Yıldız, Levent Bülbül, Halil Öztürk ve Yücel Bulut. DEM Parti’yi ise: Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meral Danış Beştaş, Saruhan Oluç ve Cengiz Çiçek temsil edecek. CHP şart koştu, beklemede CHP, katılım kararını henüz açıklamadı. Ancak parti, komisyonda siyasi dengenin korunmasını istiyor. Eşit temsilin sağlanamaması halinde kararların nitelikli çoğunlukla alınmasını öneriyor. Bu da kararlar için üçte iki ya da beşte üç oy çokluğunu zorunlu kılıyor. TİP’ten "anayasa" uyarısı Türkiye İşçi Partisi (TİP), komisyonda yer alma eğiliminde olsa da, sürecin anayasa yapımına evrilmesi halinde geri çekilmeyi planlıyor. Partiden gelen açıklamalarda, böyle bir durumda katılım olmayacağı vurgulanıyor. Yeni Yol ve EMEP katılıyor Yeni Yol Grubu'nun komisyona vekil göndereceği kesinleşirken, isimler üzerinde istişare sürüyor. Emek Partisi’ni ise İstanbul Milletvekili İskender Bayhan temsil edecek. Kararsızlar: Yeniden Refah ve Demokrat Parti Yeniden Refah Partisi ve Demokrat Parti komisyona katılıp katılmama konusunda henüz net bir tavır ortaya koymadı. Her iki partide de görüşmelerin devam ettiği, ancak Demokrat Parti’de katılım yönünde bir eğilim bulunduğu öğrenildi. DSP ve HÜDA PAR’dan net adım DSP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Önder Aksakal komisyona katılacak. HÜDA PAR da temsilci gönderecek; ancak isim belirleme süreci devam ediyor. Meclis’te kurulacak olan 51 kişilik komisyon, yalnızca sayısal dağılımıyla değil, temsil adaleti ve yetki kapsamı yönüyle de siyasetin yeni sıcak gündemi oldu. Gözler şimdi, kritik kararların eşiğindeki CHP ve TİP’in nihai tavrında.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.