SON DAKİKA

#Diyanet

HABER DEĞER - Diyanet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Diyanet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ali Erbaş’ın yeğeni taciz iddiasıyla yargılandı! Haber

Ali Erbaş’ın yeğeni taciz iddiasıyla yargılandı!

Taciz suçlamasıyla gündeme gelen C.B.’nin önce Batı Karadeniz’deki bir camiye, ardından İstanbul’da “prestijli” bir camiye atandığı, son olarak ise Konya’ya gönderildiği öğrenildi. Yurttaşlar ve kurum çalışanları, taciz iddiasıyla yargılanan bir ismin görevden alınmak yerine sürekli korunarak taşınmasına tepki gösteriyor. Taciz davası kapatılmadı, atamalar devam etti İddiaya göre C.B., bir kadına attığı uygunsuz mesajlar nedeniyle mahkemede yargılandı ancak süreç boyunca hiçbir disiplin yaptırımı uygulanmadı. Diyanet içinde “ceza yerine ödül gibi atamalar” eleştirisi yükseldi. Erbaş’ın eşi camiye gitti, tartışma çıktı, karakola taşındı İstanbul’a yapılan atamanın ardından en çarpıcı gelişme, Ali Erbaş’ın eşi Seher Erbaş’ın duruma müdahale etmesi oldu. İddialara göre Seher Erbaş, polis koruması ve özel kalemiyle birlikte yeğenin görev yaptığı camiye giderek tepki gösterdi. Burada C.B. ile tartışma yaşandı, hatta Erbaş’ın yeğenine vurduğu öne sürüldü. Olay karakola taşındı, C.B. yengesinden şikâyetçi oldu fakat şikâyet daha sonra geri çekildi. Bu süreçte Diyanet’te “bankamatik müşavir” olarak anılan E.B. isimli üst düzey bürokratın devreye girerek şikâyetin kapatılması için baskı kurduğu iddia edildi. İhraç beklenirken Konya’ya atandı: “Kurumda büyük rahatsızlık var” Olaylara rağmen C.B.’nin görevine devam etmesi, üstelik yeni bir ilde yeniden atanması, Diyanet içindeki huzursuzluğu artırdı. Kurum kaynakları, normal şartlarda bu tür bir suçlamada “ihraç işlemi uygulanması gerekirken koruma zırhı devreye sokulduğunu” kaydediyor. “Yeni Başkan başarısız bir sınav veriyor” eleştirisi Diyanet’teki kaynaklar, yeni başkan Safi Arpaguş’un süreci yönetemediğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Usulsüzlükler ve tartışmalı atamalar gizlenmeye devam ederse Arpaguş’a verilen kredi hızla tükenir. Bir cami imamı bile taciz iddiasıyla görevden alınıyorsa, yönetim merkezindeki kişiler korunmamalı.”

Yeni Diyanet İşleri Başkanı’ndan dikkat çeken ilk adımlar Haber

Yeni Diyanet İşleri Başkanı’ndan dikkat çeken ilk adımlar

Diyanet İşleri Başkanlığı görevine getirilen Prof. Dr. Safi Arpaguş, koltuğa oturur oturmaz aldığı kararlarla hem kurum içinde hem de kamuoyunda gündem oldu. Görev süresi dolan Ali Erbaş’ın yerine atanan Arpaguş, ilk icraatında makam araçları ve koruma düzeninde değişiklik yaptı. Mercedes’ler devreden çıktı, TOGG sahaya indi Sözcü’nün haberine göre, Ali Erbaş döneminde kullanılan üç Mercedes binek otomobil ve bir VIP Mercedes garaja çekildi. Arpaguş, bunun yerine uzun süredir kullanılmayan yerli otomobil TOGG ve bir Passat’ı makam aracı olarak tercih etti. Koruma sayısı 6’dan 2’ye düştü Yeni başkanın aldığı bir diğer karar da koruma ekibine ilişkin oldu. Daha önce altı kişiden oluşan koruma sayısı ikiye indirildi. Bu adım, hem tasarruf hem de kamuoyu hassasiyetine verilen önem açısından dikkat çekti. Kurumda memnuniyet, kamuoyunda olumlu hava Diyanet çalışanları, Arpaguş’un ilk hamlelerini olumlu karşıladı. Kurum içinden aktarılan görüşlerde, “Yeni başkan güven ortamı oluşturacak. Kamuoyu hassasiyetine sahip bir ekibin kurulması bekleniyor. Kurum son yıllarda çok yıprandı, bu adımlar olumlu bir başlangıç oldu” değerlendirmesi yapıldı. Mesaj: “Sadeleşme ve güven” Arpaguş’un ilk icraatları, kamuoyunda “daha mütevazı, daha halk odaklı bir yönetim anlayışının” işareti olarak yorumlandı. Yeni başkanın önümüzdeki dönemde de sadeleşme ve güven temelli adımlar atması bekleniyor.

Diyanet’te yeni dönem başladı Haber

Diyanet’te yeni dönem başladı

Cumhurbaşkanı Kararı ile Ali Erbaş’ın dönemi sona ererken, Diyanet İşleri Başkanlığı görevine İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş atandı. Böylece kurumda yeni bir dönem başlamış oldu. Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararı dikkat çekti Karara göre Prof. Dr. Safi Arpaguş, 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin ilgili maddeleri doğrultusunda Diyanet İşleri Başkanlığı’na getirildi. Arpaguş, 2021’den bu yana yürüttüğü İstanbul Müftülüğü görevinden ayrılarak yeni sorumluluğunu üstlendi. Safi Arpaguş’un akademik ve idari kariyeri öne çıkıyor 1967’de Amasya Gümüşhacıköy’de doğan Arpaguş, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. Aynı fakültede yüksek lisans ve doktorasını tamamladıktan sonra akademik kariyerine araştırma görevlisi olarak başladı. 2008’de doçent, 2014’te profesör unvanını aldı. 2011-2021 yılları arasında aynı fakültede dekan yardımcılığı görevini yürüttü. Tasavvuf alanındaki çalışmalarıyla tanınıyor Arpaguş, İslam Tasavvuf Tarihi üzerine çalışmalarıyla biliniyor. Mevlana Celaleddin Rumi, Mesnevi ve Mevlevilik üzerine pek çok eseri bulunan Arpaguş’un çalışmaları arasında Mevlana ve İslam, Mevlevilik’te Manevi Eğitim, Aziz Mahmud Hüdayi – Sohbetler ve Mesnevi-i Şerif Şerhi gibi önemli yayınlar yer alıyor. Yeni dönemin odağında kurumsal vizyon olacak Diyanet’teki görev değişiminin ardından Prof. Dr. Safi Arpaguş’un, hem akademik birikimini hem de müftülük deneyimini yeni görevine yansıtması bekleniyor. Atama, kurumun gelecekteki vizyonu açısından da kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

Mevlid Kandili bu gece mi? İşte Diyanet’in açıkladığı tarih ve yapılacak ibadetler Haber

Mevlid Kandili bu gece mi? İşte Diyanet’in açıkladığı tarih ve yapılacak ibadetler

İslam aleminin büyük bir manevi coşku ile karşıladığı Mevlid Gecesi, Hz. Muhammed’in (SAV) dünyaya teşrif ettiği gece olarak kabul ediliyor. Bu mübarek zaman dilimi, kalplerin arınması, duaların kabulü ve manevi yenilenme için önemli bir fırsat sunuyor. 2025’te Mevlid Gecesi ne zaman? Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan dini günler takvimine göre Mevlid Kandili bu yıl 3 Eylül 2025 Çarşamba gecesi idrak edilecek. Böylece yılın son kandili de Müslümanlar tarafından dualarla, salavatlarla ve ibadetlerle karşılanacak. Mevlid ne demek? Mevlid kelimesi sözlükte “doğum zamanı” anlamına geliyor. İslam kültüründe ise özellikle Hz. Peygamber’in doğumunu, bu vesileyle yapılan törenleri ve yazılan eserleri ifade etmek için kullanılıyor. Kur’an-ı Kerim’de geçmese de İslam toplumlarında asırlardır kutlanan bu gece, Müslümanlar için büyük bir manevi derinlik taşıyor. Mevlid Kandili’nin anlamı Peygamber Efendimizin doğduğu dönemde dünyanın büyük bölümünde zulüm, cehalet ve ahlaksızlık hâkimdi. Onun getirdiği İslam dini ile birlikte tek Allah inancı kalplere yerleşti, eşitlik, adalet ve kardeşlik değerleri topluma yayıldı. Bu nedenle Mevlid Gecesi, insanlık için bir kurtuluş ve yeniden doğuşun simgesi olarak görülüyor. Mevlid Gecesi’nde hangi ibadetler yapılır? Diyanet’in önerilerine göre bu mübarek gecede: Kur’an-ı Kerim okunmalı, Peygamber Efendimize salavat getirilmeli, Nafile namazlarla gece ihya edilmeli, Tövbe ve istiğfarda bulunulmalı, Sadaka ve hayır işleri yapılmalı, Aile bireyleriyle birlikte dua edilerek manevi atmosfer paylaşılmalı. Camilerde düzenlenen mevlid programları, Kur’an tilavetleri ve ilahiler ile bu geceye ayrı bir anlam kazandırılıyor.

Diyanet’in açtığı din temelli kreş tartışma yarattı: MEB asli görevini terk ediyor Haber

Diyanet’in açtığı din temelli kreş tartışma yarattı: MEB asli görevini terk ediyor

Manisa’nın Yunusemre ilçesinde, İlçe Müftülüğü öncülüğünde ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın modeline göre hazırlanan bir kreş açıldı. E-okul sistemine entegre edilen kreşte, 4-6 yaş grubu çocuklara dini temelli eğitim verildiği öğrenildi. Kreşte tam gün eğitim verilmesinin yanı sıra çocuklara üç öğün yemek sağlanıyor. Cumhuriyet’in haberine göre, devlet okullarında öğrencilere bir öğün yemek dahi verilmezken ve temel hijyen ihtiyaçları bile karşılanmazken, bu kreşte sağlanan imkânlar dikkat çekti. “Çocukların eğitimi Diyanet’in vesayetine bırakılamaz” Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, uygulamanın Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na aykırı olduğunu vurgulayarak sert tepki gösterdi: “Çocukların eğitim hakkı Anayasa gereği MEB’in denetiminde olmalıdır. Ancak bakanlık asli görevini terk ederek adeta Diyanet’in alt kurumuna dönüşmüştür. Kuran kurslarının okul öncesi eğitim kurumu gibi sunulması, yalnızca laiklik ilkesine değil, çocukların temel haklarına da aykırıdır.” “Çocukların gelişimi siyasi iktidarın dünya görüşüne terk ediliyor” Okul öncesi dönemin çocukların oyun, sanat, bilim ve sosyal becerilerle gelişmesi gereken kritik bir evre olduğunu vurgulayan Özbay, bu yaşta dini dayatmaların pedagojik açıdan büyük zararlar doğurduğunu söyledi: “Çocukların yaş ve duygu gelişimine uygun olmayan bu uygulamalar, onların haklarını ağır şekilde ihlal etmektedir.” “Kaynaklar tarikatlara değil, bilimsel eğitime aktarılmalı” Özbay, AK Parti iktidarının eğitim politikalarının siyasal mühendisliğe dönüştüğünü savunarak şu ifadeleri kullandı: “İmam hatiplere verilen teşviklerin şimdi okul öncesine taşınması, çocuklara tek tip bir yön dayatıldığının göstergesidir. MESEM ile ortaöğretimde çocuk emeği sömürüye açıldı, şimdi de okul öncesinde dini dayatmalarla eğitim kuşatma altına alınıyor. Devletin kaynakları bilimsel eğitim için kullanılmalıdır, cemaat kurslarına değil.” Özbay son olarak, laik ve bilimsel eğitimi savunmaya devam edeceklerini belirterek, “Cumhuriyet’in en temel kazanımı olan laik eğitim hakkını, cemaatlerin ve tarikatların gölgesine bırakmayacağız” dedi.

Bülent Arınç’tan hutbe tartışmalarına yanıt: Diyanet’in miras hukukunu anlatması görevdir, laikliğe aykırılık yoktur Haber

Bülent Arınç’tan hutbe tartışmalarına yanıt: Diyanet’in miras hukukunu anlatması görevdir, laikliğe aykırılık yoktur

Arınç’tan sosyal medya üzerinden açıklama Eski TBMM Başkanı ve AK Parti kurucularından Bülent Arınç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Diyanet İşleri Başkanlığı’nın son cuma hutbesinde işlenen miras konusuna yönelik tartışmalara yanıt verdi. Arınç, geçmişte TCK 163. madde üzerinden açılan davaları hatırlatarak, özellikle 1986 yılında Yargıtay’ın verdiği emsal niteliğindeki bir karara dikkat çekti. O dönemde Kayseri’de bir vaizin hutbede İslâm’da miras hukukunu anlattığı için ceza aldığını, ancak Yargıtay’ın cezayı bozarak vaizin görevini yaptığına hükmettiğini belirtti. “Laikliğe aykırı bir durum söz konusu değil” Arınç açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hutbede İslâm’daki miras hukukunu (Feraiz) anlatması onun görevidir. Laikliğe aykırı bir eylem söz konusu değildir. Eğer hutbede ‘bu sistem terk edilmeli, Medeni Kanun yerine uygulanmalı’ denseydi laikliğe aykırı olurdu. Ancak mevcut haliyle bu değerlendirmeler doğru değildir.” Medeni Kanun hatırlatması Arınç ayrıca, Medeni Kanun’un AK Parti döneminde yenilendiğini hatırlatarak, 1926’dan önce vefat edenlerin miras davalarında hâlâ Feraiz hükümlerinin uygulanabileceğini kaydetti. “Dolayısıyla bu sistemin anlatılmasının laiklik karşıtı bir eylem olarak değerlendirilmesi doğru değildir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı toplumu aydınlatma görevini yerine getiren çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum.” Hutbedeki ifadeler tartışma yarattı Diyanet’in geçen cuma hutbesinde, mirasta kız çocuklarının hakkına ilişkin yer alan şu ifadeler ise kamuoyunda tartışma konusu olmuştu: “Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır. Dolayısıyla kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır.” Hutbeye tepki gösteren kesimler, “mirasta eşitlik hakkımıza göz dikenler iyi bilsin ki; erkek egemen bu zihniyeti mahkûm edeceğiz” diyerek karşı çıkmıştı.

TÜBAKKOM’dan miras hakkı tepkisi: Kadınların kazanımlarını kimse yok sayamaz! Haber

TÜBAKKOM’dan miras hakkı tepkisi: Kadınların kazanımlarını kimse yok sayamaz!

Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM), kadınların miras hakkını gündeme getiren tartışmalar sonrası yazılı bir açıklama yayımladı. Sosyal medya hesaplarından paylaşılan metinde, laikliğin kadınların eşit yurttaşlık haklarının teminatı olduğu vurgulandı. Açıklamada, “Kadınların eşit miras hakkı yalnızca mülkiyetin bir yansıması değil; ekonomik bağımsızlığın, toplumsal eşitliğin ve şiddetten korunmanın da güvencesidir. Bu hak, Anayasa ve Medeni Kanun ile güvence altındadır” denildi. “Laiklik kadınların en güçlü teminatı” TÜBAKKOM, Anayasa’nın eşitlik ilkesini ve Türk Medeni Kanunu’nun düzenlemelerini hatırlatarak, kadınların Cumhuriyet ile kazandıkları medeni hakların yaşamın her alanında eşit yurttaş olmalarının yolunu açtığını vurguladı. “Laiklik, Cumhuriyet’in temel direği ve kadınların en güçlü teminatıdır. Bu hakların daraltılması yalnızca kadınlara değil, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye tehdittir” ifadeleri kullanıldı. “Mücadelemiz sürecek” Komisyon, Cumhuriyet’in ve laikliğin kadınlara kazandırdığı tüm hakların korunması için kararlılıkla mücadele edeceklerini açıkladı: “Kadınların haklarını yok saymaya yönelik her girişime karşı duracağız. Anayasa ve kanunların sağladığı eşitlik, kadınların eşit yurttaşlar olarak yaşamın her alanında var olmasının en güçlü teminatıdır.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.