"Cinle tartıştı" videosu rekor kırdı, Diyanet sessizliği tepki çekti: Bu alan şarlatanlara kaldı!
"Cinle tartıştı" videosu rekor kırdı, Diyanet sessizliği tepki çekti: Bu alan şarlatanlara kaldı!
Sosyal medyada hızla yayılan ve bir şahsın "cinle tartışıp tehdit ettiği" anları gösteren görüntüler, Türkiye'deki dini istismar tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Gazeteci Emre Erciş, milyonlarca kez izlenen bu görüntülerin ardından Diyanet İşleri Başkanlığı'nı sert bir dille eleştirerek, kurumun sessizliğinin meydanı muskacılara, tarikatlara ve sahte hocalara bıraktığını savundu.
Haber Giriş Tarihi: 08.12.2025 17:19
Haber Güncellenme Tarihi: 08.12.2025 17:25
Kaynak:
Haber Merkezi
https://haberdeger.com/
5 saatte yarım milyon izlendi
Sosyal medyada dolaşıma giren videoda, bir kişinin cinlerle iletişime geçtiği ve onları yönettiği iddia edildi. Sadece tek bir hesaptan 5 saatte 500 bin izlenmeye ulaşan bu görüntüler, toplumun "cin" konusundaki hassasiyetini ve zaafını bir kez daha gözler önüne serdi. Gazeteci Erciş, bu ilginin bilimsel ve dini temelden yoksun devasa bir kazanç kapısına dönüştüğünü; havas kitapları, cin çıkarma seansları ve muska ticaretinin bazı yapılar eliyle bir "sömürü sektörüne" evrildiğini vurguladı.
Dört mezhepte de hüküm açık: "Yalancıdır"
Erciş, İslam fıkhının dört büyük mezhebi (Hanefi, Maliki, Şafii, Hanbeli) kaynaklarını referans göstererek bu tür iddiaların dindeki yerini net bir şekilde hatırlattı. Alimlerin ortak görüşüne göre; peygamberler dışında kimse cinleri göremez. Onlarla konuştuğunu, yönettiğini veya emir verdiğini iddia eden kişi fıkıh alimlerine göre ya "yalancı" ya da "akılca kusurlu" kabul edilir ve şahitliği geçersiz sayılır. Tarih boyunca bu tür iddialar, toplum inancını sömüren tehlikeli pratikler olarak kategorize edilmiştir.
Diyanet’in boşluğu güvenlik sorununa dönüşüyor
Eleştirilerin odağında ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu konudaki pasif tutumu yer aldı. Kurumun yeterli, net ve sürekli bir bilgilendirme yapmaması nedeniyle oluşan otorite boşluğunun istismarcılar tarafından doldurulduğuna dikkat çekildi. Mesele sadece dini bir tartışma olmaktan çıkıp; insanların korku yoluyla psikolojik ve maddi olarak sömürüldüğü, aile düzenlerinin bozulduğu ve tedavi yerine üfürükçülere yönlendirildiği toplumsal bir güvenlik sorununa dönüşmüş durumda. Uzmanlar, Diyanet'in acilen harekete geçerek bu bilgi kirliliğini gidermesi gerektiğini savunuyor.
Gazeteci Emre Erciş'in X paylaşımının tamamını görmek için tıklayınız!
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
"Cinle tartıştı" videosu rekor kırdı, Diyanet sessizliği tepki çekti: Bu alan şarlatanlara kaldı!
Sosyal medyada hızla yayılan ve bir şahsın "cinle tartışıp tehdit ettiği" anları gösteren görüntüler, Türkiye'deki dini istismar tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Gazeteci Emre Erciş, milyonlarca kez izlenen bu görüntülerin ardından Diyanet İşleri Başkanlığı'nı sert bir dille eleştirerek, kurumun sessizliğinin meydanı muskacılara, tarikatlara ve sahte hocalara bıraktığını savundu.
5 saatte yarım milyon izlendi
Sosyal medyada dolaşıma giren videoda, bir kişinin cinlerle iletişime geçtiği ve onları yönettiği iddia edildi. Sadece tek bir hesaptan 5 saatte 500 bin izlenmeye ulaşan bu görüntüler, toplumun "cin" konusundaki hassasiyetini ve zaafını bir kez daha gözler önüne serdi. Gazeteci Erciş, bu ilginin bilimsel ve dini temelden yoksun devasa bir kazanç kapısına dönüştüğünü; havas kitapları, cin çıkarma seansları ve muska ticaretinin bazı yapılar eliyle bir "sömürü sektörüne" evrildiğini vurguladı.
Dört mezhepte de hüküm açık: "Yalancıdır"
Erciş, İslam fıkhının dört büyük mezhebi (Hanefi, Maliki, Şafii, Hanbeli) kaynaklarını referans göstererek bu tür iddiaların dindeki yerini net bir şekilde hatırlattı. Alimlerin ortak görüşüne göre; peygamberler dışında kimse cinleri göremez. Onlarla konuştuğunu, yönettiğini veya emir verdiğini iddia eden kişi fıkıh alimlerine göre ya "yalancı" ya da "akılca kusurlu" kabul edilir ve şahitliği geçersiz sayılır. Tarih boyunca bu tür iddialar, toplum inancını sömüren tehlikeli pratikler olarak kategorize edilmiştir.
Diyanet’in boşluğu güvenlik sorununa dönüşüyor
Eleştirilerin odağında ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu konudaki pasif tutumu yer aldı. Kurumun yeterli, net ve sürekli bir bilgilendirme yapmaması nedeniyle oluşan otorite boşluğunun istismarcılar tarafından doldurulduğuna dikkat çekildi. Mesele sadece dini bir tartışma olmaktan çıkıp; insanların korku yoluyla psikolojik ve maddi olarak sömürüldüğü, aile düzenlerinin bozulduğu ve tedavi yerine üfürükçülere yönlendirildiği toplumsal bir güvenlik sorununa dönüşmüş durumda. Uzmanlar, Diyanet'in acilen harekete geçerek bu bilgi kirliliğini gidermesi gerektiğini savunuyor.
Gazeteci Emre Erciş'in X paylaşımının tamamını görmek için tıklayınız!
En Çok Okunan Haberler