SON DAKİKA

#Iyi Parti

HABER DEĞER - Iyi Parti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Iyi Parti haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

HD Strateji Büyük İstanbul Anketini Açıkladı: Siyasi Deprem İşareti – AKP ve CHP Güç Kaybediyor, Milliyetçi Blok Yükseliyor! Haber

HD Strateji Büyük İstanbul Anketini Açıkladı: Siyasi Deprem İşareti – AKP ve CHP Güç Kaybediyor, Milliyetçi Blok Yükseliyor!

İstanbul, 12 Eylül 2025 – Türkiye’nin kalbi İstanbul’da. Siyasi cepheler yeniden şekilleniyor. HD Strateji'nin, İstanbul’da telefon görüşme yöntemiyle "yaş", "cinsiyet", "eğitim", "gelir seviyesi" kotaları uygulayarak 2.828 yurttaş üzerinde yaptığı anket, 2023 genel seçim sonuçlarıyla kıyaslandığında şok edici tabloyu ortaya koyuyor: AKP’de gerileme, CHP’de erozyon, milliyetçi ve alternatif partilerde büyük sıçrama. Ekonomik kriz, göç baskısı ve yerel yönetim tartışmaları, seçmeni “ana akım”dan uzaklaştırıyor. Megaşehirde yükselen ses açık: “Kafamız karışık” AKP’de Ciddi Oy Kaybı: -7 Puan 2023’te %35,7 oy alan AKP, ankette %28,5’e gerileyerek 7 puanlık şaşırtıcı bir kayıp yaşadı. Bu erime, muhafazakar tabanın ekonomik kriz, deprem sonrası yönetim zaafları ve göç politikaları nedeniyle parçalandığını gösteriyor. Oyların önemli kısmı MHP (+2,9 puan) ve Zafer Partisi’ne (+2,1 puan) yönelmiş durumda. Saadet (+3,0) ve Anahtar Partisi (+2,4) gibi yeni İslamcı aktörler de AKP’nin kayıplarından besleniyor. Uzmanlara göre, bu trend devam ederse AKP, 2028’de İstanbul’u kaybetme riskiyle karşı karşıya. CHP’de Sessiz Çöküş: -3 Puan CHP, %28,5’ten %25,5’e gerileyerek 3 puan kaybetti. İmamoğlu ve ekibinin yolsuzluk operasyonlarına adlarının karışmasının etkisi ve Özgür Özel’in kavgacı diline ekonomik vaatlerdeki ikna sorunları ve merkezci politikaların yetersizliği de eklenince CHP seçmeni başka adreslere yönelmiş gözüküyor. Oylar özellikle İYİ Parti (+1,3 puan) ve DEM Parti’ye (+1,3 puan) kaymış durumda. Bu kayma, sol-seküler tabanın bölündüğüne işaret ediyor. Milliyetçi Blok: 3 Parti, +6,3 Puan İYİ Parti %9,5’e, MHP %9’a ve Zafer Partisi %5’e yükselerek toplamda %23,5’e ulaştı. Göçmen karşıtlığı, güvenlik kaygıları ve ulusal kimlik söylemleri milliyetçi bloğun yükselişini tetikliyor. Özellikle ‘Terörsüz Türkiye’ açılımı ile dile getirilen ‘Türkiyelilik’ kavramı ve Anayasa’nın ilk dört maddesinde değişikliğin gündeme getirilmesi seçmeni milliyetçi partilere yöneltiyor.MHP adeta yıkılmaz bir kale gibi mevcut seçmenini koruyor ve oy artırıyor.Zafer Partisi artık Türkiye siyasetinin önemli bir aktörü olmuş gözüküyor.İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu'nun partiyi toparladığı artık hissediliyor. Milliyetçi partilerin İstanbul’un seküler şehirli seçmeni üzerinde artan ağırlığı, 2028 seçimlerinde ittifakların ana aktörleri olacaklarını gösteriyor. Küçük Partilerde Patlama: %10’dan %15+’a Saadet: %0’dan %3’e sıçrayarak Yeniden Refah’ın eriyen oylarını kendine çekiyor. Anahtar: %2,4 ile sahneye çıktı, muhafazakar seçmen için yeni adres oluyor. DEVA: %1,4’le liberal tabanı domine ediyor. TKP: %0,1’den %1,4’e yükseldi; sol içindeki radikal kaymayı gösteriyor. TİP: %4,1’den %2,4’e gerileyerek daralma yaşıyor. Bu tablo, seçmenin 1990’lardaki gibi tekrar niş ideolojilere ve yeni partilere yöneldiğini kanıtlıyor. Küçük partilerin toplam oy oranı %15’i aşarak ittifak senaryolarında kritik rol oynayabilecek noktaya gelmiş gözüküyor. Partiler arasındaki oy geçişleri nasıl? AKP’den: Oylar MHP, Zafer, Saadet ve Anahtar’a akıyor. CHP’den: Oylar DEM ve İYİ Parti’ye kayıyor. TİP’ten: Oylar TKP’ye yöneliyor. Yeniden Refah’tan: Oylar Saadet’e geçiyor. İstanbul’un Mesajı: “Artık Ceketinizi Asamayacaksınız” Anket, İstanbul seçmeninin AKP’ye “ekonomide ve göçte ciddi adımlar atmalısın”, CHP’ye ise “özüne dön” mesajı verdiğini ortaya koyuyor. Milliyetçi bloktaki büyüme, güvenlik kaygılarıyla birlikte, ‘bölünme travmasının’ da yeniden açığa çıktığını gösteriyor. Küçük partilerin patlaması ise ideolojik çeşitlilikteki arayışın bir sonucu gibi gözüküyor. HD Strateji’nin verileri, İstanbul’daki seçmen kaymasının sadece kente özgü olmadığını, Türkiye genelinde de siyasi deprem işaretleri verdiğini gösteriyor. İstanbul düşerse, Türkiye düşer diyenler haksız sayılmaz.

HD Strateji’nin anketine göre Ankara’da siyasi rüzgar sert esiyor Haber

HD Strateji’nin anketine göre Ankara’da siyasi rüzgar sert esiyor

Hem AKP’de hem CHP’de ciddi kayıp gözleniyor Anket, AKP’nin Ankara’daki oy oranının 2023 seçimlerindeki %32,04’ten %27’ye gerilediğini ortaya koyuyor. Yaklaşık 5 puanlık bu düşüş, parti için en büyük kayıp olarak öne çıkıyor. CHP de benzer şekilde %30,83’ten %27’ye düşerek 3,8 puan kayıp yaşamış durumda. Böylece iki büyük partinin toplam oy oranı %62,8’den %54’e inmiş oldu. Siyaset yorumcuları bu tabloyu, “Seçmenin sadakatten çok sonuç odaklı oy vermeye başlaması” olarak nitelendiriyor. Ekonomideki istikrarsızlık ve işsizlik, AKP’nin muhafazakâr tabanını aşındırırken; CHP’de merkezci söylemlere yönelik hoşnutsuzluk, sol-seküler seçmenin alternatif arayışını tetikliyor. Milliyetçi partiler güç kazanıyor Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), %10,2’den %11,8’e yükselerek 1,6 puanlık artış kaydetti. AKP’den kopan milliyetçi seçmenlerin adresi büyük ölçüde MHP oldu. Zafer Partisi ise %3,43’ten %5’e çıkarak 1,57 puanlık sıçrama ile en hızlı yükselen parti konumuna geldi. Göç karşıtı söylemleriyle öne çıkan parti, özellikle genç, seküler solcu ve şehirli milliyetçilerden destek topluyor. İYİ Parti de %13,13’ten %13,5’e yükselerek küçük ama istikrarlı bir artış kaydetti. Böylece milliyetçi blok (MHP, Zafer, İYİ Parti) toplamda %26,7’den %30,3’e çıkarak Ankara siyasetinde belirgin bir ağırlık kazandı. Küçük partilerde olağandışı hareketlilik Anketin en dikkat çekici sonuçlarından biri, küçük partilerdeki yükseliş oldu. Saadet Partisi ve Anahtar Parti, bu ankette %2’şer oranla listeye girdi. Bu çıkış, muhafazakar-İslamcı tabanda yeni bir adres arayışını gösteriyor. Yeniden Refah Partisi ise %2,71’den %1,5’e gerileyerek oy kaybetti; kaybın büyük bölümü Saadet Partisi’ne yöneldi. DEVA Partisi %1,5 ile güçlü bir giriş yaparken, Gelecek Partisi %0,5’te kaldı. Bu fark, DEVA’nın liberal-muhafazakar seçmen nezdinde Gelecek’ten üç kat daha cazip görüldüğünü ortaya koyuyor. Sol blokta dalgalar Sol cenahta tablo karışık. Türkiye İşçi Partisi (TİP) %1,86’dan %1,5’e gerilerken, Türkiye Komünist Partisi (TKP) %0,15’ten %1’e yükseldi. Bu durum, radikal sol oyların TİP’ten TKP’ye kaydığına işaret ediyor. DEM Parti ise %2,94’ten %3’e çıkarak küçük bir artış gösterdi. BBP %1,5 seviyesine yükselirken, HÜDA-PAR %0,2’de sınırlı kaldı. Oy akışlarının perde arkası AKP’den kopan oylar: MHP ve Saadet’e yöneldi. CHP’de erime: CHP seçmeninin İYİ Parti, Zafer, TKP ve kısmen DEM Parti’ye kayışı gözlemlendi. İslamcı alanda: Yeniden Refah’tan kopan seçmen Saadet Partisi’ne geçti. Anahtar Parti’nin hem islamcı kesimden hem de milliyetçi kesimden oy aldığı gözlemlendi. Radikal sol: TİP’ten TKP’ye oy kayışı dikkat çekti. Seçmenin Mesajı: “Arayış İçindeyiz” HD Strateji’nin anketi, Ankara’daki siyasi dengelerin köklü bir değişime evrilebileceğini gösteriyor. AKP ve CHP’nin oy kaybı, seçmenin ana akım partilere duyduğu güvenin zayıfladığını işaret ederken; milliyetçi ve küçük partilerin yükselişi yeni ittifak senaryolarını gündeme taşıyor. Siyasi analistlere göre, bu tablo partilere güçlü bir uyarı niteliği taşıyor: “Seçmen, ekonomik ve toplumsal sorunlara çözüm üreten partilere yöneliyor. Sadakat değil, performans belirleyici oluyor.” Zafer Partisi, Saadet Partisi ve Anahtar Parti’nin 2028 seçimlerinde belirleyici rol üstleneceğini görüşü de ağırlık kazanmaya başladı. Uzmanlar, bu eğilimin 2028 seçimleri öncesinde özellikle Ankara’da yeni koalisyonların kapısını aralayabileceğini belirtiyor. Başkentteki bu tablo, yalnızca yerel değil, Türkiye’nin genel siyasi geleceği için de belirleyici olabilir.

Dervişoğlu’ndan “Terörsüz Türkiye” sürecine gölge düşüren sözler Haber

Dervişoğlu’ndan “Terörsüz Türkiye” sürecine gölge düşüren sözler

Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde terör belasından tamamen kurtulmak için tarihi bir süreci yaşıyor. Terör örgütlerinin kökünün kazınması ve ülke genelinde huzurun kalıcı şekilde tesis edilmesi hedefiyle yürütülen “Terörsüz Türkiye” süreci, hem güvenlik hem diplomasi alanında büyük adımlarla ilerliyor. Ancak bu sürecin tam ortasında, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben kaleme aldığı açık mektup, kullanılan ağır ithamlar ve yanlış yönlendirebilecek ifadeler nedeniyle tepki topladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlılığı Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde şehit ailelerine gönderdiği mektupta, “Semalarımızda Ezan-ı Muhammedî yankılanıyor, al bayrak dalgalanıyorsa, bunu kahramanlarımıza borçluyuz” sözleriyle hem şehitlere vefasını hem de terörle mücadeledeki sarsılmaz duruşunu ortaya koydu. Devletin, terörle mücadelede tek bir adım geri atmayacağını ve şehitlerimizin emanetine sonuna kadar sahip çıkacağını bir kez daha net şekilde vurguladı. Dervişoğlu’nun mektubundaki sert ifadeler Ancak Dervişoğlu, mektubunda, “katillerle müzakere” gibi ifadeler kullanarak hem hükümetin politikalarını hedef aldı hem de kamuoyunda yanlış algı oluşturabilecek söylemler dile getirdi. Mektubunda, “Siz Türkiye’yi terörden kurtarmıyor, teröristlerin istek ve emellerinin surda gedik açmasına göz yumuyorsunuz” şeklindeki sözleri, devletin terörle mücadelesine gölge düşüren ve sürecin başarısını değersizleştirmeye çalışan bir yaklaşım olarak yorumlandı. Eleştirilerin zamanlaması dikkat çekti Türkiye, terörün siyasi ve lojistik desteğini bitirme yolunda emin adımlarla ilerlerken, güvenlik güçleri sahada operasyonlarına aralıksız devam ediyor. Tam da böyle bir dönemde, siyasetin en önemli gündem maddesi olan terörle mücadele sürecine yönelik bu tür açıklamaların, milli birlik ve beraberlik ortamına zarar verebileceği belirtiliyor. Siyasi gözlemciler, Dervişoğlu’nun açıklamalarının özellikle terör örgütleri tarafından propaganda malzemesi olarak kullanılabileceği uyarısında bulunuyor. Devlet kaynaklarından net mesaj Cumhurbaşkanlığı’na yakın kaynaklar, devletin terörle mücadelede tavizsiz bir politika izlediğini, hiçbir terör örgütüyle pazarlık masasına oturulmadığını, aksine tüm terör unsurlarına karşı sahada ve masada güçlü bir irade ortaya konduğunu vurguladı. Kaynaklar ayrıca, “Şehit ailelerine yazılan mektup, vatan uğruna canını veren kahramanlarımıza ve ailelerine duyulan derin minnetin bir ifadesidir. Bu mektubu siyasi polemik konusu yapmak, sürecin ruhuna aykırıdır” değerlendirmesinde bulundu. Müsavat Dervişoğlu’nun kamuoyunda tepki çeken açık mektubunun tam metni şöyle: Sayın Cumhurbaşkanı; Türkiye’nin başındaki terör belasını ortadan kaldırma vaadiyle idarenizde yürütülen “Terörsüz Türkiye” etiketli süreçte, terör örgütünün elebaşından Kandil’e, Barzan ağalarından terörün siyasi sözcülerine kadar, geniş bir kesimle kapalı kapılar ardında görüşmeler yürüttükten sonra, Mukaddesimiz Şehit Aileleri ve Gazilerimizin de aklınıza gelmiş olmasını, gecikmiş de olsa olumlu buluyorum. Ancak, hiç olmazsa kahramanlarımızın emanetlerine seslenirken hakikatli olsaydınız. Belirttiğiniz gibi; Semalarımızda Ezan-ı Muhammed’i yankılanıyor, Al Bayrak dalgalanıyorsa, bunu o kahramanlarımıza borçluyuz. Ödenemez bu borcun gereklerinden biri de vatanımıza göz diken katillerle asla muhatap olmamak, taleplerini elimizin tersiyle itmek, hak ettikleri şekilde muamele etmektir. ‘’Şehit ve Gazilerimizin emanetine sahip çıktık.’’ diyorsunuz ama onların katilleriyle müzakereye izin veriyorsunuz. Müzakere ediyor, Cumhuriyetimizin tapu senedini hedef almalarına sessiz kalıyor, komisyon önerilerini ve umut hakkı taleplerini muhatap alıp, istedikleri her adımı atıyorsunuz. Aziz şehitlerimizden yana olduğunuzu söylerken, katillerinin de taleplerine rıza gösteriyor hissiyatı yaratıyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanı; O sebeple siz Türkiye’yi terörden kurtarmıyor, teröristlerin istek ve emellerinin surda gedik açmasına göz yumuyorsunuz. Göreve geldiğinizde terör neredeyse sıfır noktasındaydı. Kolunu kıpırdatacak hali kalmamıştı. Devr-i iktidarınızdaki yanlış politikalar ve süreçlerle toparlandı, güçlendi. Ve Sayın Cumhurbaşkanı; Bu vatana evlat vermiş insanlara mektup yazarken bile ekonomik kayıptan bahsedip, yeni yaralar açıyorsunuz. Mektubunuzun medyaya geçilen ilk örneğindeki, “Trilyonlarca dolar kaynağımızdan sarf-ı nazar ettik” ifadesi nasıl sözdür Sayın Cumhurbaşkanı? Evladını yitirmiş ailelere seslenirken, ekonomik kayıplardan bahsetmek de nedir? Hele de fırsattan istifade, sebep olduğunuz ekonomik felaketi aklamaya çalışmak, “Bu sürecin sonunda bolluk gelecek” türünden gizli mesaj vermek, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na uygun düşüyor mu? Siz, bu uğurda, ordusunun, güvenlik güçlerinin ihtiyacı için harcanan paraya milletimizden tek bir itiraz işittiniz mi? Türk devleti ve Türk Milleti, trilyonlarca dolardan sarf-ı nazar etmedi, vatanımızın bütünlüğü için ne gerekiyorsa onu yaptı. Belli ki, mektubun ilk halindeki bu büyük hatayı görüp gerekli düzeltmeyi yaptırmışsınız. Ancak maiyetinizdekiler ve ekranlarda sözcünüz gibi hareket edenler, hâlâ bu uygunsuz vurguyu yaparak, kahramanlarımızın ailelerinin yüreklerinde yeni yaralar açmaya devam ediyor. Bu konu, dürüstlüğün şart olduğu bir konudur. Süreçle ilgili memur tayin ettikleriniz, pazarlık yaptı, müzakere etti, tavizler verdi. Tüm bunları, süreci birlikte yürüttüğünüz terör örgütünün elebaşları ve siyasi temsilcileri her gün orta yere saçıyor. Siz ise balçıkla güneşi sıvamaya çalışıyorsunuz. Saklanamayan hakikat budur. Evet Sayın Cumhurbaşkanı; Girdiğiniz bu yanlış yolda, Allah yar ve yardımcımız olsun. Biz, Büyük Türk Milleti adına takipteyiz. Milletimizin de gördüğü hakikatin sözcüsü olacağız. Şu ya da bu sebeple, bu tehlikeli ve yanlış yola girmek mecburiyetinde bırakıldıysanız eğer, şahıs olarak değil belki ama devletin başı olarak çıkış aradığınızda, biz yine sorumluluğumuzun ve görevimizin başında olacağız. Cumhurbaşkanlığı Makamı’na saygılarımla."

Bahçeli’den sert mesaj: “Milliyeti meçhul sözde milliyetçiler Terörsüz Türkiye’yi hedef alıyor” Haber

Bahçeli’den sert mesaj: “Milliyeti meçhul sözde milliyetçiler Terörsüz Türkiye’yi hedef alıyor”

“Siyaset, sis bulutlarını dağıtma becerisidir” Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis’te kurulması planlanan ve 48 üyeden oluşacak “Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu” hakkında yazılı bir açıklama yayımladı. Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Siyaset, aklın ve ahlakın rehberliğinde, hayatın ve hadiselerin önünü kapatan sis bulutlarının dağıtılması, bunun yanı sıra konjoktürel sorunların sürüklediği çıkmaz sokaklardan çıkabilme başarı ve becerisidir. Sorun çözme kültüründen muaf ve uzak ülkelerin kaotik çatışmaların, kriz odaklı çelişkilerin çekim alanından kurtulamadıkları pek çok tecrübeyle vaki ve varittir. Türk milleti, kronikleşmiş ve kristalize olmuş ağır sorunlarla yüzleşecek kadar cesaret, dirayet, kifayet, salabet ve seciye sahibi olduğunu bilhassa son yıllarda ispat ve izhar etmiştir. Hangi kara propaganda devreye alınırsa alınsın Türkiye’mizin önü açıktır. Bir kere yükselen bayrak asla inmeyecek, asla gölgelenemeyecektir. Güvence Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı’dır. Terörden arınmış, terörle yollarını ayırmış, terörü kutlu hayatından söküp atmış Türkiye’yi durduracak, duraklatacak ve durgunluğa sürükleyecek herhangi bir müessir ve mütehakkim gücün varlığı artık sadece hayal mesabesindedir. Kuşatma yarılmış, bölgesel ve küresel kumpas sökülüp atılmıştır. Terörsüz Türkiye, tereddütleri geriletmiş, tenakuzları gidermiş Türkiye’dir. Terörsüz Türkiye, milli birlik ve kardeşliği güncellemiş ve güçlendirmiş Türkiye’dir.” “Statükodan geçinenler, Terörsüz Türkiye’ye karşı birleşti” Bahçeli, komisyona karşı çıkan siyasetçileri hedef alarak şunları söyledi: “Elbette ve beklendiği üzere ülkemizin yeni normaline ayak uydurma zorluğu çekenler vardır ve beklendiği gibi bundan sonra da olacaktır. Bu kapsamda kimi ucuz ve uçuk suçlamaların tedavüle sokulması aslında uyum probleminden ziyade yakalanan tarihi fırsatın çok yönlü tahrip, tahdit ve tahrişiyle ilişkilidir. Terörsüz Türkiye’yi siyasi ve ideolojik çıkarlarına aykırı görenlerin bir kaşık suda fırtına koparmak için yanıp tutuşmaları, bunun yanında kabaran istek ve iştahları son günlerde iyice artmış ve yaygınlaşmıştır. Statükodan geçinen bağnaz kafalar, vesayet özlemi çeken bağımlı odaklar, milliyeti meçhul sözde milliyetçiler, yalan ve dedikodu borsasına yatırım yapan melun çevreler, emperyalizm ve Siyonizm uşaklığına heves eden işbirlikçiler topluca Terörsüz Türkiye hedefini yıkma ve yıpratma amacında birleşmişlerdir.” “Komisyonu eleştirenler ahlaki sorumluluğu yerine getirsin” Bahçeli, MHP’nin dört vekille yer alacağı komisyona katılmayan partilere de yüklendi: “TBMM’de kurulan, partimizin dört milletvekiliyle temsil edileceği ‘Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu’na katılmayan, bununla da kalmayıp asılsız, haksız ve hayasız eleştirileri sıralayan ipsiz sapsızların ‘biz komisyoncu değiliz’ zırvasına sığınmaları ciddiyetsiz ve değersiz bir açıklamadır. Gazi Meclis’in işleyiş ve işlevselliğinde, aynı zamanda demokratik mekanizmaların ikmal ve ilerleyişinde mühim mevkii bulunan komisyonları ‘komisyonculukla’ bir ve eşit görenlere tutarlılık gereğince düşecek ahlaki sorumluluk İçtüzükte tanımlanmış bütün komisyonlardan da derhal çekilmektir.” “İhanet siyasetiyle yollarımız ayrılmıştır” Bahçeli, muhalefet saflarına geçen isimleri “devşirme” olarak niteledi: “Hayatının her diliminden hesap yapan, menfaat peşinde koşan, satış ve dönüş ustası bir devşirmenin millet adına bizden hesap sorma beyanı sadece akıl kaybı değil, cambazlık yaptığı ipte nasıl bir küstahlığın ve kifayetsiz muhterisliğin esiri olduğunu da belgelemiştir. Milliyetçi Hareket Partisi’ni bir zamanlar zehirlemek ve zincirlemek gayesiyle her maskeyi takanlar, her kaba girenler, önüne gelenden medet umanlar, melanet ittifaklara girenler özellikle bilmelidir ki, ihanet şahıslarıyla ve siyasetleriyle mündemiçtir.” “İsrail’in Mescid-i Aksa’ya saldırısı bardak taşırmıştır” Bahçeli, açıklamasının son bölümünde İsrail’e sert tepki gösterdi: “Mazlumları katleden, ekmek kuyruğundaki çocukları bombalayan, yeryüzü lanetlisi ve soykırımcı İsrail’in Mescidi Aksa’ya saygısızlığı artık bardağı taşıracak bir provokasyondur. İslam alemi ses vermeli, canlılık emaresi göstermeli, kandan nemalanan gözü dönmüş Siyonist canavara karşı tek yürek halinde birleşmelidir. Filistin’i tanıma vaatlerini açıklayan ülkelerin daha caydırıcı ve sert yaptırım kararları alması, adından başka bir şeyi kalmayan Birleşmiş Milletler’in şerefli bir hamle yaparak insanlık onuru ve dünya barışı adına askeri müdahale seçeneğini masaya koyması dehşet kapanına sıkışan milyonlar için acil bir ihtiyaçtır.” “Milli birlik, beka meselesidir” Bahçeli, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehditlere karşı birlik çağrısıyla açıklamasını tamamladı: “Siyonist emperyalist karanlık çevremizi sarıp istikbal ve istiklalimize organize saldırı halindeyken milli birlik ve dayanışmamızı tahkim etmek vatan, millet, namus ve mukaddesat borcudur. Bu borcu takmayan ve tanımayan, tarihin çağrısını duymayan, milletin beklentilerini önemsemeyen, dünyanın yeni şartlarını ve bölgemizin baş döndüren değişken yapısını fark edemeyenlerin çuvallamaları, zamanın ve zeminin dışında kalmaları mukadderdir.”

MHP'li Semih Yalçın'dan Dervişoğlu'na 'Akıllı ol!' çıkışı Haber

MHP'li Semih Yalçın'dan Dervişoğlu'na 'Akıllı ol!' çıkışı

Siyaset gündeminde tansiyon, İYİ Parti ve MHP arasındaki karşılıklı açıklamalarla yükseldi. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun, partisi tarafından düzenlenen mitingde MHP lideri Devlet Bahçeli hakkında sarf ettiği sözlere, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın'dan çok sert bir yanıt geldi. Yalçın, sosyal medya hesabı X üzerinden yaptığı açıklamada Dervişoğlu'nu hedef aldı. Dervişoğlu'nun sözleri gerginliği artırdı İYİ Parti'nin "Birinci Vazifen" sloganıyla başlattığı mitinglerin ilki dün Bursa'da düzenlendi. Miting sırasında bir vatandaşın "Bahçeli istifa" sloganı atması üzerine kürsüden konuşan Dervişoğlu, "Onun daha sırası var. Millete hesap verecek" ifadelerini kullandı. Bu sözler, MHP kanadından tepkiyle karşılandı. Semih Yalçın'dan Dervişoğlu'na sert eleştiri MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, İYİ Parti lideri Dervişoğlu'nun sözlerine X hesabından yaptığı açıklama ile cevap verdi. Yalçın, Dervişoğlu'nun siyasi diyalog kapılarını kapattığını ve "Terörsüz Türkiye" çalışmalarına da karşı çıktığını iddia etti. Yalçın, Dervişoğlu için "Müsavat Efendi akıllı ol!" diyerek, "pavyon kabadayısı kılıklı" ifadesini kullandı ve siyaset adabını öğrenmesi gerektiğini söyledi. İYİ Parti Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu'nun açıklamaları ve MHP'den gelen sert yanıt, iki parti arasındaki siyasi gerilimin devam ettiğini gösteriyor. Siyaset kulislerinde, bu karşılıklı sert söylemlerin önümüzdeki dönemde de süreceği değerlendiriliyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.