SON DAKİKA

#Şiddet

HABER DEĞER - Şiddet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şiddet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yedi yıllık mesajlar ortaya saçıldı: Set arkasında neler yaşandı? Haber

Yedi yıllık mesajlar ortaya saçıldı: Set arkasında neler yaşandı?

Eski set arkadaşları arasındaki gerilim kamuoyuna taşındı. Bir döneme damga vuran Bez Bebek dizisinin oyuncularından Asena Keskinci, sosyal medyada yayımladığı video ile rol arkadaşı Evrim Akın hakkında ağır iddialar ortaya attı. Keskinci, “mobbing” yaşadığını savunarak, Akın’ın yıllardır babasıyla aynı evde yaşadığı öne sürüsünü de gündeme getirdi ve yaşadıklarını “ifşa” başlığıyla kamuoyuna açtı. “Diziden attırırsam ne olur?” sözü tartışmanın fitilini ateşledi. Keskinci, sette herkesin Akın’dan çekindiğini ileri sürerken, kendisine yönelik “Bir de ben seni bu diziden attırırsam ne olur?” şeklinde ifadeler kullanıldığını iddia etti. Ayrıca yapım ekibinin, rol arkadaşı hakkında “ağır ilaçlar kullandığı” yönünde telkinlerle, kendisinden “alttan almasını” istediğini öne sürdü ve bu süreçte oyuncu değişikliğine gidildiğini iddialarına ekledi. Evrim Akın sessizliğini bozdu, kameralar önünde ağladı. Gündem olan açıklamaların ardından Akın ilk kez doğrudan konuştu. “İyilikten başka ne yaptım?” diyerek gözyaşlarına hâkim olamayan oyuncu, kendisine yönelik bir “algı operasyonu” yürütüldüğünü savundu. Duygusal anların yaşandığı açıklamada Akın, iddiaların kendisini yıprattığını ve yıllardır sürdürdüğü ilişkilerin “iyilik üzerinden okunması gerektiğini” söyledi. Mesajlar ortaya saçıldı, delil tartışması yeni bir boyut kazandı. Akın, savunmasını yalnızca sözle sınırlı bırakmadı; Asena Keskinci ile “7 yıl önce”ye tarihlenen mesajlaşmaları sosyal medya hesabında paylaştı. Bununla da yetinmeyen oyuncu, Keskinci’nin annesiyle yaptığı yazışmaları da yayımlayarak, iddialara “belgeyle” karşılık vermeyi tercih etti. Avukattan karşı hamle geldi, “travma” vurgusu yapıldı. Keskinci’nin avukatı Feyza Altun, yazılı bir açıklama yaparak müvekkilinin çocukluk ve gençlik döneminde yaşadıklarının “duygusal ve fiziksel şiddet” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Açıklamada, travmaların görünür olmasının yıllar alabileceği, tek bir tetikleyici olayın dahi tüm yükü ortaya çıkarabileceği vurgulandı ve “Hukuk önünde gerçeklerin açığa çıkması” kararlılığı ifade edildi. Destek ve karşıt açıklamalar cepheleşmeyi büyüttü. Keskinci’nin paylaşımlarının ardından dizi ekibinden bazı isimlerin destek mesajları vermesi, bazı isimlerin ise Akın’ın yanında durması krizi ikiye böldü. Sosyal medya, izleyici yorumlarıyla adeta bir açık mahkeme salonuna döndü; “ifşa” ile “savunma” arasında gidip gelen mesajlar gündemi belirledi. Gözler hukuki sürece çevrildi, son söz mahkemenin olacak. Taraflardan gelen karşılıklı açıklamalar, tartışmayı magazin sınırlarının dışına taşıdı. Şimdi merak edilen, iddiaların yargı önüne taşınıp taşınmayacağı ve paylaşılan mesajların hukuki karşılığının ne olacağı. Kamuoyu, “gözyaşı mı, belge mi?” sorusunun yanıtını adli süreçte arayacak.

Ekvador halkından ABD üslerine yanıt: Sandıktan büyük farkla “HAYIR” çıktı Haber

Ekvador halkından ABD üslerine yanıt: Sandıktan büyük farkla “HAYIR” çıktı

Ekvador’da dün yapılan kritik referandumda, yabancı ülkelere ait askeri üslerin ülke topraklarına dönmesine büyük çoğunlukla “hayır” denildi. Resmî olmayan ilk sonuçlara göre seçmenlerin yaklaşık üçte ikisi, Devlet Başkanı Daniel Noboa’nın savunduğu teklifleri reddetti. Bu sonuç, güvenlik politikalarında ABD’ye yakın bir çizgi izleyen Noboa yönetimi için önemli bir siyasi yenilgi olarak değerlendiriliyor. Manta Üssü’ne dönüş planı çöktü Referandumla birlikte, ABD ordusunun yıllar önce uyuşturucuyla mücadele operasyonlarının merkezi olan Manta hava üssüne geri dönmesi de halk oyu ile engellendi. Ekvador, 2008 yılında ülke topraklarında yabancı askeri üsleri yasaklamıştı. Noboa ise bu yasağın kaldırılmasını “çetelerle mücadelede zorunluluk” olarak savunuyordu. Anayasayı yeniden yazma girişimi de reddedildi Aynı gün yapılan ikinci referandumda da Noboa’nın “anayasa meclisi” çağrısı yüzde 61’den fazla oranla reddedildi. Bu sonuç, Noboa’nın siyasi ajandasına yönelik toplumsal desteğin ciddi biçimde zayıfladığı şeklinde yorumlandı. Noboa sosyal medyada yaptığı paylaşımda, “Ekvador halkının iradesine saygı duyuyoruz” diyerek yenilgiyi kabul etti. Çetelerle mücadelede ABD ortaklığı ikna etmedi Ekvador uzun süredir, Peru ve Kolombiya’dan gelen kokain akışının merkezindeki kritik transit ülkelerden biri. Uyuşturucu çetelerinin limanlar ve kıyı kentlerinde yarattığı şiddet ortamı, ülkeyi tarihinin en kanlı dönemine sürükledi. Noboa, çözüm olarak ABD ile daha sıkı askeri işbirliğini savunuyor ancak Ekvador halkı, yabancı askerî varlığının şiddeti azaltacağına dair iddiayı ikna edici bulmadı. Latin Amerika’daki örnekler, ABD destekli operasyonların birçok ülkede çete gücünü daha da pekiştirdiğini gösteriyor. Bu tarihsel hafıza, Ekvador’da belirleyici oldu. Diğer maddelere de “hayır” Seçmenlere ayrıca: Siyasi partilere verilen kamu finansmanının kesilmesi Meclis üye sayısının 151’den 73’e düşürülmesi gibi öneriler de sunuldu. Bu maddeler de büyük farkla reddedildi. Şiddet rekor kırıyor, Noboa baskıyı artırıyor Kasım 2023’te göreve gelen Noboa, ülkede sık sık olağanüstü hâl ilan ediyor; askerleri sokaklara ve hapishanelere konuşlandırıyor. Buna rağmen yalnızca bu yılın ilk yarısında 4.619 cinayet işlendi — bu, Ekvador tarihinin en yüksek rakamı. Referandumun başladığı gün hükümet, ülkenin en azılı çetesi Los Lobos lideri “Pipo”nun Avrupa’da yakalandığını duyurarak güvenlik mesajı vermeye çalıştı. Ancak bu hamle sandıktaki sonucu değiştirmedi.

Güllü davasında çarpıcı iddia: Tuğyan Hanım ölüm orucuna girmiş! Haber

Güllü davasında çarpıcı iddia: Tuğyan Hanım ölüm orucuna girmiş!

Güllü’nün ölümüyle ilgili yeni iddia: “Cezaevine girmemek için kilo vermeye çalışıyor” Arabesk müziğin unutulmaz isimlerinden Güllü’nün (Gül Tut) Yalova’daki evinin balkonundan düşerek yaşamını yitirmesinin ardından başlatılan soruşturmada dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Sanatçının eski patronu Ferdi Aydın, Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter hakkında “ölüm orucuna girdi” iddiasında bulundu. Aydın, “Tuğyan Hanım cezaevine girmemek için 30 kiloya düşmeye çalışıyor. Şu anda 39 kilo. 30 kilo olursa cezaevine girmeyeceğini biliyormuş” dedi. Bu sözler sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Soruşturma genişliyor: Kamera, ses ve DNA analizleri sürüyor Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı, olayın intihar, kaza veya dış müdahale olup olmadığını belirlemek için geniş kapsamlı teknik inceleme yürütüyor. Olay gecesine ait görüntüler, Bursa Adli Tıp Kurumu ve Emniyet Kriminal Daire Başkanlığı tarafından analiz edilirken, ses kayıtları TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği Araştırma Merkezi’ne gönderildi. Başsavcılığın talimatıyla seslerin kimlik eşleştirmesi, konuşma analizi ve zaman senkronizasyonu çalışmaları devam ediyor. Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Duygu Bayar Öksüz de süreci TÜBİTAK Gebze tesislerinde bizzat takip edeceğini açıkladı. Tanık ifadeleri çelişkili: “Annesini öldüreceğini söylemişti” iddiaları Güllü’nün yakın çevresinden Bircan Dülger ve Çağrı Kutlu gibi tanıkların ifadeleri, soruşturmanın seyrini değiştirdi. Tanıklar, Tuğyan Gülter’in annesiyle sevgilisi Kervan yüzünden sık sık tartıştığını, annesini “öldüreceğim” dediğini ve önceden şiddet uyguladığını iddia etti. Bircan Dülger ayrıca, Tuğyan’ın annesini mutfak önlüğüyle bağladığını, daha önce frenleri kesmekle tehdit ettiğini öne sürdü. Ferdi Aydın da benzer şekilde, “Güllü bana, ‘Eğer ölürsem kızım yapmıştır’ demişti” ifadelerini kullandı. Tuğyan Gülter sessizliğini koruyor Ferdi Aydın’ın açıklamasının ardından gözler yeniden Tuğyan Ülkem Gülter’e çevrildi. Güllü’nün kızı, daha önce yaptığı açıklamada hakkındaki suçlamaları reddederek “Annemle aramız kötü değildi, o benim en yakın arkadaşımdı. Hakkımızda çıkan iftiralarla yargı önünde hesaplaşacağız” demişti. Gülter, ayrıca yasaklı madde kullandığı yönündeki iddiaları da yalanlayarak, “Ben hemşireyim, kendi emeğimle çalışan bir kadınım” ifadelerini kullanmıştı. Güllü’nün ölümü hâlâ gizemini koruyor 26 Eylül gecesi Yalova’da altıncı kattaki evinin balkonundan düşerek yaşamını yitiren Güllü’nün ölüm nedeni hâlâ netlik kazanmadı. Kamera kayıtları, Güllü’nün kızı ve arkadaşının olaydan hemen sonra çığlık atarak binadan çıktığını gösteriyor. Adli Tıp’tan gelecek bilimsel raporlar ve TÜBİTAK analizleri, olayın seyrini belirleyecek. Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma “cinayet mi, kaza mı” sorusuna yanıt ararken, Türkiye toplumu ünlü sanatçının ölümünün perde arkasını merakla bekliyor.

Üsküdar’da dehşet: Uyuyan eşinin üzerine kaynar yağ döktü Haber

Üsküdar’da dehşet: Uyuyan eşinin üzerine kaynar yağ döktü

25 yıllık evlilik kronik şiddet iddialarıyla sürüyordu İstanbul’un Üsküdar ilçesi Ünalan Mahallesi’nde yaşayan Zeynep G. ile eşi Sinan G.’nin evliliğinde, komşular ve aile bireylerine göre uzun yıllardır şiddet ve geçimsizlik vardı. 44 yaşındaki Zeynep G.’nin, iki çocuklarını geçindirebilmek için evde el işi yaptığı; 53 yaşındaki Sinan G.’nin ise düzensiz işlerde çalıştığı öğrenildi. Olay gecesi iddiaya göre alkollü gelen koca uyudu, kadın mutfakta plan yaptı 15 Ekim akşamı eşinin eve alkollü geldiğini ve kendisine hakaret ettiğini söyleyen Zeynep G., ifadesine göre sinirle mutfağa giderek yaklaşık 3 litre ayçiçeği yağını tencerede ısıttı. Yağ kaynama noktasına geldikten sonra, yatakta uyuyan eşinin üzerine döktü. Ağır yaralanan adam hastaneye kaldırıldı, 13 gün sonra hayatını kaybetti Çığlıklarla uyanan Sinan G. için komşuların ihbarıyla olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Vücudunun büyük bölümü yanan G., hastanede yoğun bakıma alındı. Tüm müdahalelere rağmen 28 Ekim’de yaşamını yitirdi. Şüpheli kadın komşuya sığındı, gözaltına alınarak tutuklandı Olay sonrası komşusunun evine kaçan Zeynep G., polis tarafından gözaltına alındı. İlk etapta “kasten ağır yaralama” suçundan işlem yapıldı; eşinin ölümünün ardından suçlama “kasten öldürme”ye dönüştü. Savcılık sorgusunun ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kadının ifadesi: “25 yıldır şiddet gördüm, tehdit ediliyordum” Zeynep G. ifadesinde, “Bir gün bile gün yüzü görmedim. Ayrılmak istedim, tehdit etti. Defalarca darp etti, kaburgalarım kırıldı. Olay günü yine hakaret etti. O uyurken yağı ısıtıp üzerine döktüm.” dedi. Soruşturma devam ediyor.

Erzurum’da sokak ortasında kadın cinayeti Haber

Erzurum’da sokak ortasında kadın cinayeti

Erzurum’un Yakutiye ilçesinde sabah saatlerinde yaşanan olayda, Salih Aybas (34), peşinden koştuğu Nermin Tirit’i (30) sitenin bahçesinde tabancayla öldürdükten sonra aynı silahla intihar etti. İkili olay yerinde hayatını kaybetti. Güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde Tirit’in kaçmaya çalıştığı, Aybas’ın ise silahla arkasından koştuğu görülüyor. Fail, daha önce kadına yönelik şiddet suçundan tutuklanmış, 22 Ekim’de tahliye edilmişti. Edinilen bilgilere göre Aybas, 2023 yılında Nermin Tirit’e karşı “kadına yönelik şiddet”, “kasten öldürmeye teşebbüs” ve “tehdit” suçlarından tutuklanmış, yaklaşık iki yıl cezaevinde kaldıktan sonra 22 Ekim 2025’te serbest bırakılmıştı. Cinayetin, tahliyeden sadece 12 gün sonra işlendiği belirtildi. Olay sitenin bahçesinde gerçekleşti: Polis ve sağlık ekipleri geldiğinde her iki kişi de yaşamını yitirmişti. Ömer Nasuhi Bilmen Mahallesi’nde bulunan sitede sabah 07.00 sıralarında gerçekleşen saldırı sonrası bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Tirit ve Aybas’ın cansız bedenleri olay yerinde yapılan incelemenin ardından Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Erzurum Emniyet Müdürü Onur Karaburun olay yerine gelerek inceleme yaptı. Nermin Tirit üniversitede temizlik personeli olarak çalışıyordu; arkadaşları “defalarca şikâyetçi oldu” dedi. Erzurum Teknik Üniversitesi’nde çalışan Tirit’in çevresindekilere, Aybas’ın tahliyesi sonrası yeniden tehditler aldığını söylediği öne sürüldü. Yakınları, Tirit’in önceki şiddet olayları nedeniyle koruma başvurusunda bulunduğunu hatırlattı. Bir kadın daha, bilinen fail tarafından öldürüldü: Şiddet, tahliye, takip, cinayet… Olay, Türkiye toplumunda kadın cinayetleri ve koruma mekanizmalarının yetersizliği üzerine yeniden tartışma başlattı. Şüphelinin daha önce aynı kadına saldırdığı için tutuklanmış olması, buna rağmen tahliye sonrası hiçbir denetim uygulanmaması tepkilere yol açtı.

Malezya’dan El‑Faşir uyarısı Haber

Malezya’dan El‑Faşir uyarısı

Anwar Ibrahim, Malezya Başbakanı olarak Sudan’daki Darfur bölgesinde, özellikle El-Faşir kentinde yaşanan toplu şiddet olaylarına dair “soykırım boyutuna varabilir” uyarısında bulunarak, uluslararası toplumu “insani yardımı yeniden güvence altına almaya” ve çatışmaları “derhal durdurmaya” çağırdı. El-Faşir’de rapor edilen katliamlar ve yaygın yerinden edilmeler, Malezya’yı alarm durumuna geçirdi. Malezya Başbakanı Anwar, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, El-Faşir bölgesinde yaşananları “insani felaket” olarak nitelendirdi. Toplu katliamlar, açlık ve milyonlarca yurttaşın yerinden edilmesine dikkat çekti. Açıklamasında, “İnsanlığa karşı suç, hatta soykırıma varabilecek vahşet raporları kabul edilemez” diyerek uluslararası insancıl hukukun eksiksiz uygulanmasını savundu. Uluslararası müdahale çağrısı net: “Daha fazla acıyı önlemek için kararlı adımlar atılmalı.” Anwar, şiddetin durdurulması, insani yardımların erişiminin sağlanması ve sorumluların hesap vermesi için küresel toplumu “kararlı hareket etmeye” çağırdı. Malezya’nın Sudan halkıyla dayanışma içinde olduğunu belirterek, olayların takipçisi olduğunu vurguladı. Çatışmanın arka planında Rapid Support Forces (RSF) güçlerinin El-Faşir’i kontrolü ele geçirmesi ve sivillere yönelik ağır ihlaller bulunuyor. Nisan 2023’ten bu yana sürdürülen Sudan ordusu ile RSF arasındaki çatışma, Darfur’da on binlerce ölümü ve milyonlarca yurttaşın yerinden edilmesini beraberinde getirdi. Ekim sonunda El-Faşir’de kontrolün RSF’ye geçmesiyle sivil ihlallerine dair çok sayıda rapor ortaya çıktı; bu süreçte RSF liderleri bazı ihlalleri kabul etti. Malezya’nın erken uyarısı bölgedeki durumun küresel barış ve güvenlik açısından taşıdığı öneme işaret ediyor. Anwar’ın açıklaması, Sudan’daki krizinin yalnızca bölgesel değil uluslararası boyut taşıdığını gösteriyor. Bu tür durumlarda uluslararası insani hukuk, suç tanımları (soykırım, insanlığa karşı suç) ve uluslararası müdahale kaderi belirleyici olabiliyor.

İstanbul Bağcılar’da kahve siparişi tartışması cinayetle bitti Haber

İstanbul Bağcılar’da kahve siparişi tartışması cinayetle bitti

İstanbul’un Bağcılar ilçesinde bir kafede başlayan tartışma, dakikalar içinde ölümle sonuçlanan bıçaklı saldırıya dönüştü. Siparişini beğenmeyen 20 yaşındaki Havin Taşçı, eski iş arkadaşı olan 19 yaşındaki garson Şeymanur Ş. tarafından kalbinden bıçaklanarak öldürüldü. Olay sonrası kaçan Şeymanur Ş. ve 16 yaşındaki kız kardeşi polis tarafından yakalandı; saldırıyı gerçekleştiren Şeymanur Ş. tutuklanırken kardeşi serbest bırakıldı. Tartışma önce sözlü başladı, sonra bıçaklı saldırıya dönüştü. Olay, 31 Ekim sabahı saat 04.20’de Bağcılar Sancaktepe Mahallesi’ndeki bir kafede meydana geldi. Bir süre önce işten ayrılan Havin Taşçı, eski iş yerine giderek sipariş verdi. Gelen yiyeceği beğenmemesi üzerine Taşçı ile garson Şeymanur Ş. arasında tartışma çıktı. Şeymanur Ş., iş yerinden ayrılıp evine giderek bıçak aldıktan sonra kız kardeşiyle birlikte tekrar kafeye döndü. Sustalı bıçakla saldırdı: Havin Taşçı önce karnından sonra kalbinden bıçaklandı. Yeniden başlayan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü ve Şeymanur Ş., yanında getirdiği sustalı bıçakla Taşçı’yı önce karnından, ardından kalbinden bıçakladı. Ağır yaralanan Taşçı, sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı ancak tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Olayda kullanılan iki bıçak polis tarafından delil olarak toplandı. Şeymanur Ş. tutuklandı, 16 yaşındaki kardeşi serbest bırakıldı. Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, olaydan kısa süre sonra iki kardeşi gözaltına aldı. Adliyeye sevk edilen Şeymanur Ş., “kasten öldürme” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kardeşi Feyza Ş. ise yaş küçüklüğü ve olayda doğrudan rolü bulunmaması nedeniyle serbest bırakıldı. Savcılık soruşturmayı sürdürürken güvenlik kameraları ve tanık ifadeleri dosyaya eklendi. Bir kafe tartışması, iki genç kadının kaderini değiştirdi: biri tutuklu, biri hayatta değil. Cinayet, sosyal medyada “gençlik şiddeti”, “öfke kontrolü” ve “kadınlar arası şiddet” başlıklarıyla tartışma konusu oldu. Olayın detayları aydınlatılmaya devam ederken, soruşturma dosyasının kısa sürede iddianameye dönüşmesi bekleniyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.