60 yıllık dev üretim üssü kapanıyor: Yüzlerce emekçi belirsizlikte
Ne oldu, nerede oldu, ne zaman olacak ve kimleri etkileyecek?
Kocaeli’nin Dilovası’nda 60 yıldır üretim yapan İzocam, burada yer alan taşyünü tesisinde üretimi 28 Aralık 2025 itibarıyla durdurma kararı aldığını duyurdu. Şirket, operasyonel kapanışın ardından üretimi Kayseri’deki tesislerine taşıyacak. Karar, fabrikada çalışan yüzlerce emekçiyi doğrudan etkilerken, “ne olacak?” sorusu yanıtını bulmuş değil.
Şirket kapanma gerekçesini “verimlilik ve sürdürülebilirlik” olarak açıkladı
İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, Dilovası tesisinin mevcut teknolojisinin sürdürülebilir bulunmadığını, modernizasyon için gerekli yatırımın ekonomik geri dönüşünün yetersiz kaldığını belirtti. Savcı, kararın şirketin uzun vadeli verimlilik, çevresel sorumluluk ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda alındığını ifade etti.
Üretim Kayseri’ye taşınıyor ancak iş güvencesi hakkında takvim yok
Şirket, taşyünü üretiminin Kayseri’de kesintisiz süreceğini duyurdu; fakat Dilovası’ndaki emekçilerin yeni tesise hangi koşullarla, kaç kişinin ve ne zaman geçebileceğine ilişkin ayrıntılı bir plan açıklanmadı. Bu durum, bölgedeki aileler için ekonomik belirsizliği derinleştiriyor.
“Yasal mevzuata uygun süreç” vurgusu belirsizliği gidermedi
Savcı, sürecin çalışan hakları ve yasal mevzuata uygun şekilde yürütüldüğünü, paydaşlarla şeffaf iletişim kurduklarını söyledi. Ancak mevcut açıklamalar, emekçilerin kıdem, tazminat, yer değişikliği, eğitim ve işe yerleştirme başlıklarında hangi güvencelere sahip olacağı sorularını yanıtlamıyor.
Yerel ekonomi için kritik eşik
Dilovası’ndaki kapanma, yalnızca fabrikayı değil; yan sanayiyi, lojistiği ve bölgedeki küçük işletmeleri de etkileme potansiyeli taşıyor. Bölge esnafı ve sendikalar, kararın istihdam ve yerel gelir üzerindeki yansımalarının ciddiyetine dikkat çekiyor.
Karar kamuoyuna nasıl yansıdı?
Sürecin ayrıntıları ilk olarak Dünya Gazetesi’ne yansıdı. Haberde, teknik fizibilite ve geri dönüş analizlerinin yönetim kurulunu üretimi sonlandırma yönünde karara götürdüğü aktarılırken, emekçilerin geleceğine ilişkin netlik olmadığı vurgulandı.
Şimdi ne olacak?
Gözler; şirketten somut takvim ve yazılı taahhüt içeren bir istihdam planına, yerel yönetimlerden ise bölge ekonomisini koruyacak tamamlayıcı adımlara çevrilmiş durumda. Emekçilerin “retorik güvenceler” yerine, somut hak ve tarih beklediği bu süreçte, yapılacak yeni açıklamalar belirleyici olacak.