SON DAKİKA

#Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

HABER DEĞER - Toplumsal Cinsiyet Eşitliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TMMOB Bursa İKK Kadın Çalışma Grubu’ndan farkındalık çağrısı Haber

TMMOB Bursa İKK Kadın Çalışma Grubu’ndan farkındalık çağrısı

TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu Kadın Çalışma Grubu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında basın açıklaması yaptı ve panel düzenledi. Etkinlikte, erkek şiddeti ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı çağrılar yapıldı. TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu Kadın Çalışma Grubu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde BAOB Özgürlük ve Demokrasi Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamayı, TMMOB Bursa İKK Kadın Çalışma Grubu Temsilcisi Gülsemin Ayyıldız okudu. Ayyıldız, yaptığı açıklamada, 2024 yılında Türkiye’de 40’ın üzerinde çocuğun ve 403 kadının erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybettiği, 259 şüpheli kadının ise adalet bulamadığını belirterek, kadına yönelik şiddetin toplumsal ve yapısal bir sorun olduğunu vurguladı. Şiddetin kökeninde ataerkil yapı ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği bulunduğu; kadınların evde, iş yerinde, sokakta ve dijital dünyada şiddetle karşılaştığı ifade edildi. Ekonomik krizler, yoksulluk ve kurumsal çürüme gibi faktörlerin erkek şiddetini beslediği aktarıldı. Kadınların talepleri ve çağrıları Şiddet faillerinin en ağır yaptırımlarla cezalandırılması, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa etkin şekilde uygulanması ve ekonomik şartlar halk lehine iyileştirilmesini isteyen kadınlar, "Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi zorunlu kılınmalı. Kadın dayanışması güçlendirilmeli; sığınma evleri, psikolojik destek ve ekonomik yardım mekanizmaları yaygınlaştırılmalı. Dijital nefret ve erkek şiddeti örgütlenmeleri takip edilmeli ve engellenmeli" taleplerini de sıraladı. Ayyıldız, kadınların talep ve çağrılarını “Susmayacağız, korkmayacağız, geri adım atmayacağız; birlikte aydınlık yarınlara yol alacağız! Yaşamak istiyoruz, yaşatacağız!” ifadeleriyle mesajını sonlandırdı. Basın açıklaması sonrasında TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Konferans Salonu’nda panel düzenlendi. Moderatörlüğünü Kimya Mühendisi Meral Çoban’ın üstlendiği panelde, Bursa Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden Bilgen Şentürk, Bursa Veteriner Hekimleri Odası’ndan Özlem Hasanoğlu ve Bursa Eczacılar Odası’ndan Gökçenay Derebaşı Hanlı konuşmacı olarak yer aldı. Panelde, kadınların meslek hayatında karşılaştığı sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı. Etkinlik, kadına yönelik şiddete karşı farkındalık oluşturmayı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirmeyi amaçladı.

BM raporu: Her gün 137 kadın ve kız çocuğu kendi evinde katlediliyor Haber

BM raporu: Her gün 137 kadın ve kız çocuğu kendi evinde katlediliyor

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNODC) hazırladığı yeni rapora göre, 2024 yılında dünya genelinde neredeyse 50 bin kadın ve kız çocuğu, partnerleri veya aile üyeleri tarafından katledildi. 117 ülkenin verilerine dayanan rapor, resmi istatistiklerdeki açıklar nedeniyle “düşüş gibi görünen tablonun gerçekte kalıcı bir azalma anlamına gelmediğini” vurguluyor. Kadın cinayetlerinin yüzde 60’ı partner ya da aile içinde işleniyor “2024’te kadın cinayetleri: Yakın partner/aile üyesi kadın cinayetlerine ilişkin küresel tahminler” başlıklı BM raporu, geçtiğimiz yıl kasıtlı olarak öldürülen 83 bin kadın ve kız çocuğunun yüzde 60’ının partneri ya da bir aile üyesi tarafından katledildiğini ortaya koyuyor. Bu oran, her gün ortalama 137 kadın ve kız çocuğunun, en yakını sayılan kişiler tarafından hayatının elinden alındığı anlamına geliyor. Rapor, 2023’teki 51 bin 100 “yakın partner/aile” kaynaklı kadın cinayetiyle kıyaslandığında sayının kâğıt üzerinde biraz düşmüş görünse de, bunun çoğunlukla ülke bazlı veri eksikliklerinden kaynaklandığını, yani gerçek şiddet düzeyini yansıtmadığını belirtiyor. Afrika’da kadın cinayeti oranı en yüksek seviyede seyrediyor BM verilerine göre Afrika, 2024 yılında tahmini 22 bin 600 kadın cinayetiyle toplam sayı açısından en yüksek rakama sahip bölge oldu. Kadın nüfusuna oranlandığında da tablo ağır: Afrika’da her 100 bin kadından 3’ü, partneri veya aile üyesi tarafından katlediliyor. Raporda bu durum, “yapısal eşitsizlikler, yoksulluk, silah erişimi, çatışma ortamları ve cezasızlık kültürüyle birleşen cinsiyet temelli şiddetin ağır bir sonucu” olarak tanımlanıyor. BM, kıta genelinde kadınların yaşam hakkını koruyacak yasal ve sosyal mekanizmaların güçlendirilmesi çağrısı yapıyor. Avrupa ve Amerika’da kadınların çoğu partnerleri tarafından öldürülüyor Rapor, Avrupa ve Amerika kıtasında özel alandaki kadın cinayetlerinin büyük bölümünün doğrudan partner şiddetinden kaynaklandığını ortaya koyuyor. 2024 yılında partneri veya aile üyesi tarafından öldürülen kadınların: Metne göre: Avrupa’da yüzde 64’ü, Amerika’da ise yüzde 69’u, bizzat partnerleri tarafından katledildi. Bu tablo, “ev içi şiddet” denildiğinde yalnızca dar anlamda aileyi ya da “yuva içi sorunları” değil, kadınların yaşam hakkını hedef alan sistematik erkek şiddetini konuşmak gerektiğini bir kez daha gösteriyor. BM: Sadece partnerler değil, geniş aile ilişkileri de risk alanı Rapor, kadın cinayetlerini önlemeye yönelik politika ve yasaların çoğunun sadece partner şiddetine odaklandığına dikkat çekiyor. Oysa 2024 verileri, birçok bölgede kadınların, yalnızca eşi/sevgilisi değil, daha geniş aile bağları içindeki erkekler tarafından da hedef alındığını gösteriyor. Bu nedenle BM, hükümetlere ve dünya toplumlarına şu uyarıyı yapıyor: “Kadınların ve kız çocuklarının maruz kaldığı ölümcül şiddeti sona erdirmek için, hem partner ilişkilerindeki hem de aile içindeki daha geniş güç ilişkilerini dönüştüren, köklü politikalar ve bütüncül önleme programları hayata geçirilmelidir.” Veri eksikliği şiddeti görünmez kılıyor, cezasızlığı büyütüyor BM raporu, birçok ülkede kadın cinayetlerine ilişkin kayıtların hâlâ dağınık, eksik ya da cinsiyete duyarlı sınıflandırmadan yoksun olduğunu vurguluyor. Bu durum, hem gerçek tabloyu görmeyi zorlaştırıyor hem de cezasızlık kültürünü besleyen bir görünmezlik perdesi yaratıyor. Rapor, “Kadın cinayetlerinin sayısını düşürmek için önce bu cinayetleri tam ve doğru biçimde sayabilmemiz gerekiyor” tespitiyle, uluslararası standartlara uygun veri toplama sistemlerinin kurulmasını, cinsiyet temelli şiddetin ayrı bir kategori olarak izlenmesini ve her düzeyde şeffaflık sağlanmasını talep ediyor. 137 kadın ve kız çocuğunun her gün öldürüldüğü dünyada gerçek çözüm: Toplumsal cinsiyet eşitliği BM’nin 2024 raporu, kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddetin bireysel “aile dramı” değil, küresel bir insan hakları ihlali olduğunu yeniden hatırlatıyor. Rapora göre, kadın cinayetlerini önlemek için: Toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendiren yasal ve sosyal politikalar, Şiddete maruz kalan kadın ve kız çocuklarına erişilebilir, ücretsiz ve bütüncül destek mekanizmaları, Failler için ceza adalet sisteminde etkin soruşturma, hızlı yargılama ve caydırıcı yaptırımlar, Erkek şiddetini yeniden üreten kültürel kalıplarla mücadeleyi hedefleyen eğitim ve farkındalık programları hayati önem taşıyor. BM, dünya toplumlarını ve tüm yurttaşları, “her gün 137 kadın ve kız çocuğunun hayatına mal olan bu sessiz katliama karşı harekete geçmeye” çağırıyor.

DBB Kadın Meclisi, şiddetsiz bir yaşam için sahada Haber

DBB Kadın Meclisi, şiddetsiz bir yaşam için sahada

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yürütülen farkındalık faaliyetleri kapsamında belediye birimleri ziyaret edildi, bilgilendirme çalışmaları yapıldı ve otobüslere çok dilli pankartlar asıldı. DİYARBAKIR (İGFA) - “Şiddetsiz ve Özgür Bir Yaşam İçin Sözümüz Bitmedi, Şiddeti Birlikte Durduracağız” sloganıyla sürdürülen çalışmalar çerçevesinde, Büyükşehir Belediyesi Kadın Meclisi, belediye birimlerini ziyaret ederek meclisin çalışma amacı, yapısı ve hedefleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Ziyaretlerde, kadınların karar alma süreçlerine katılımını güçlendirmeyi, kurumsal dayanışmayı artırmayı ve toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifini kurum genelinde yaygınlaştırmayı hedefleyen çalışmalar paylaşıldı. ‘Hedef, dayanışma duygusunu güçlendirmek’ Kadın Meclisi üyeleri, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne dikkat çekmek amacıyla kadın çalışanlara dayanışma bileklikleri dağıttı. Çalışmanın, kadına yönelik şiddete karşı farkındalık oluşturarak ortak dayanışma duygusunu güçlendirmeyi hedeflediği ifade edildi. Pankartlarla farkındalık oluşturuldu Öte yandan Ulaşım Daire Başkanlığı, şehir içi ve ilçelerde hizmet veren otobüslerin önlerine; Türkçe, Kurmanci ve Kirmanckî hazırlanmış kadına yönelik şiddete dikkat çeken pankartlar astı.

İş yerinde mobbing iddiası: Cinsiyetçi söze itiraz eden çalışan işten atıldı Haber

İş yerinde mobbing iddiası: Cinsiyetçi söze itiraz eden çalışan işten atıldı

“Gelinlik giydirip ormana atmasınlar” İbrahim Türk, resmi X hesabında yaptığı paylaşımda, çalışmaya başladığı şirkette bir çalışma arkadaşının kendisine, “Sana gelinlik giydirip ormana atmasınlar…” dediğini aktardı. Türk, bu ifadeyi “cinsiyetçi, tehdit içeren ve psikolojik taciz” olarak tanımladı. Avukatı aracılığıyla suç duyurusunda bulunduğunu belirtirken, şirketin tepkisinin kendisini işten çıkarmak olduğunu, söz konusu ifadeyi kullandığı iddia edilen kişinin ise görevine devam ettiğini iddia etti. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve iş yerleri Kadın-erkek eşitliği ya da cinsiyet temelli ayrımcılık yalnızca bireysel hak ihlali değil, iş yerinde tüm çalışanların güvenliği ve refahı açısından kritik bir mesele. Bir çalışanın cinsiyetçi sözlere maruz kalması, yalnızca onun kişisel onurunu değil, kurumun eşitlik ilkesini de ihlal ediyor. Uzmanlara göre bu tür vakalar, iş yerlerinde cinsiyet temelli şiddet ve mobbingin hala yeterince ciddiye alınmadığını gösteriyor. İş Kanunu ve uluslararası sözleşmeler, eşitlik ve ayrımcılık yasağını açıkça vurgulasa da uygulamada mağdurlar çoğu kez sessiz kalmaya zorlanıyor. Eşitlik mücadelesi Sivil toplum kuruluşları ve kadın örgütleri, benzer vakalarda işverenlerin tavrının belirleyici olduğunu vurguluyor: “Tacizi yapan değil, buna karşı çıkan cezalandırılıyorsa, iş yerinde eşitlikten söz edilemez.” Toplumsal cinsiyet eşitliği, yalnızca kadınların değil, tüm çalışanların hak mücadelesinin parçası. Eşitlikçi ve güvenli iş yerleri için: Cinsiyetçi söylemlere sıfır tolerans, Mağduru değil faili sorumlu tutan politikalar, Etkin iç denetim ve yaptırımlar gerekiyor. İbrahim Türk’ün iddiaları, iş yerlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği meselesinin ne kadar güncel olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Çalışanların onurunu, güvenliğini ve eşitliğini korumak, yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk.

Eğitimde eşitsizlik derinleşiyor: 221 bin 739 kız çocuğu okul dışında Haber

Eğitimde eşitsizlik derinleşiyor: 221 bin 739 kız çocuğu okul dışında

Yoksulluk ve evlilikler en büyük engel Rapora göre kız çocuklarının okulu bırakmasının başlıca nedenleri arasında ev içi iş yükü, erken yaşta evlilik ve ailelerin izin vermemesi öne çıkıyor. TÜİK verilerine göre, 2021 yılında yapılan evliliklerin yüzde 2,3’ü 16-17 yaşındaki kız çocuklarını kapsarken, aynı yaş grubundaki erkeklerde bu oran yalnızca yüzde 0,1 oldu. Çalışma, yoksulluğun eğitime erişimde kritik bir engel oluşturduğunu vurguluyor. Yoksul kadınların yüzde 20’si okuma yazma bilmiyor. Bu durumun, eğitimsizlik ve yoksulluğun nesilden nesile aktarılmasına yol açtığına dikkat çekiliyor. Dijital uçurum öğrenme kaybını derinleştirdi Pandemi döneminde uzaktan eğitime geçiş, dijital uçurum sorununu görünür hale getirdi. CEİD’in raporuna göre devlet okulunda okuyan öğrenciler, özel okul öğrencilerine kıyasla iki kat daha fazla öğrenme kaybı yaşadı. Özellikle kız çocukları ve kadınlar dijital araçlara erişimde erkeklerin gerisinde kaldı. Üniversitede sayı yüksek, ancak bölümlerde eşitsizlik var Her ne kadar yükseköğretimde kadınların net okullaşma oranı erkeklerden daha yüksek olsa da, bölüm bazlı ayrışma devam ediyor. Üniversitelerde kadın öğrencilerin oranı yüzde 49 iken, mühendislikte kadınların oranı yüzde 21,3, bilişim teknolojilerinde ise yüzde 24,5. Türkiye’de her 10 erkeğe karşılık yalnızca 3 kadın programlama yapabiliyor. Kadınların STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanlarındaki ücretleri de erkeklere göre ortalama yüzde 14,7 daha düşük. Eğitim yönetiminde kadın temsili zayıf Türkiye’de 202 üniversiteden sadece 19’unun rektörü kadın. Bu oran yüzde 9,4 ile oldukça düşük. Milli Eğitim Bakanlığı teşkilatında kadın yönetici sayısına dair verilerin paylaşılmaması da dikkat çekti. Politikalar eleştiriliyor Raporda ayrıca, ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) Projesi kapsamında din görevlilerinin okullarda “manevi danışmanlık” yapmasının laik eğitim anlayışına aykırı bulunduğu hatırlatıldı. Benzer şekilde, okul öncesi ve ilköğretim kurumlarında mescit açılmasının zorunlu hale getirilmesi de uzmanlarca eleştiriliyor. Acil politika ihtiyacı Çalışmanın sonuç bölümünde şu vurgular yer aldı: Yoksulluğun ortadan kaldırılması, Erken yaşta evliliklerin engellenmesi, Dijital eşitsizliklerin giderilmesi, Kız çocuklarının eğitime devamlılığının sağlanması, Kadınların karar mekanizmalarındaki temsilinin artırılması… Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için kapsamlı ve acil politikaların hayata geçirilmesi gerektiği ifade edildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.