Yapay zeka ve veri merkezleri küresel enerji talebini şekillendiriyor
Yapay zeka ve veri merkezleri küresel enerji talebini şekillendiriyor
Yapay zeka ve veri merkezlerinin elektrik tüketimi hızla artıyor. Çin, kapasiteyi büyütürken ABD verimlilik önlemleriyle bu talebi karşılamaya çalışıyor. Uzmanlar, bu teknolojilerin kısa vadede küresel enerji arzını doğrudan dönüştüreceğini belirtiyor.
Haber Giriş Tarihi: 21.11.2025 21:51
Haber Güncellenme Tarihi: 21.11.2025 21:56
Kaynak:
Haber Merkezi
https://haberdeger.com/
Küresel rekabetin hızla yükseldiği yapay zeka ve veri merkezleri, enerjide tüketimden iletim, dağıtım ve üretime kadar tüm alanları doğrudan veya dolaylı etkileyerek enerji talebinde domino etkisi yaratıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, veri merkezlerinin elektrik tüketimi 2017’den bu yana yılda ortalama %12 arttı. 2024’te yapılan veri merkezi yatırımları yarım trilyon dolara ulaştı. Geçen yıl veri merkezleri 415 teravatsaate kadar elektrik tüketti ve bu, dünya elektrik tüketiminin yaklaşık %1,5’ini oluşturdu. ABD, Çin ve Avrupa sırasıyla %45, %25 ve %15 pay alıyor. 2030’da tüketimin yaklaşık 945 teravatsaate ulaşması bekleniyor.
Enerjide Dijitalleşme Derneği (EDİDER) Genel Sekreteri Gökberk Bilgin, yapay zeka ve veri merkezlerinin iletim ve dağıtım altyapısını yeniden şekillendirdiğini, yükselen enerji talebinin kısa vadede fosil kaynaklara bağımlılığı artırdığını vurguluyor. Bilgin, tek bir büyük yapay zeka modelinin eğitiminin yüzlerce GPU’yu tam kapasite çalıştırdığını, soğutma ve yedekleme sistemlerinin toplam tüketimi %30-40 artırdığını söylüyor.
ABD’de veri merkezlerinin elektrik talebinin ulusal enerji dengesinde açık bir yük haline geldiği, yapay zekanın talebinin iletişim ve dağıtım şebekelerinde bölgesel riskler yarattığı belirtiliyor.
Çin, enerji maliyetlerini düşük tutabilen ve hızlı büyüyen üretim altyapısıyla avantaj sağlarken, tercihli elektrik tarifeleri ve hızlı proje devreye alımlarıyla veri merkezlerinin ihtiyacını karşılıyor. ABD ise verimlilik artırıcı teknolojiler ve yenilenebilir enerji entegrasyonu ile toplam enerji yükünü kontrol etmeye çalışıyor.
Bilgin, özetle şunları belirtiyor: "Yapay zeka, yenilenebilir enerjiyi hızlandırsa da ölçeklenmesi için gereken enerji talebi fosil ve nükleer kaynakların önemini kısa vadede ortadan kaldırmıyor. Teknolojik rekabet ve enerji dönüşümünü yönlendirecek ülkeler, bugünden bu yeni dönemin gerektirdiği politik, düzenleyici ve finansal hazırlıklarıyapacaklar."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yapay zeka ve veri merkezleri küresel enerji talebini şekillendiriyor
Yapay zeka ve veri merkezlerinin elektrik tüketimi hızla artıyor. Çin, kapasiteyi büyütürken ABD verimlilik önlemleriyle bu talebi karşılamaya çalışıyor. Uzmanlar, bu teknolojilerin kısa vadede küresel enerji arzını doğrudan dönüştüreceğini belirtiyor.
Küresel rekabetin hızla yükseldiği yapay zeka ve veri merkezleri, enerjide tüketimden iletim, dağıtım ve üretime kadar tüm alanları doğrudan veya dolaylı etkileyerek enerji talebinde domino etkisi yaratıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, veri merkezlerinin elektrik tüketimi 2017’den bu yana yılda ortalama %12 arttı. 2024’te yapılan veri merkezi yatırımları yarım trilyon dolara ulaştı. Geçen yıl veri merkezleri 415 teravatsaate kadar elektrik tüketti ve bu, dünya elektrik tüketiminin yaklaşık %1,5’ini oluşturdu. ABD, Çin ve Avrupa sırasıyla %45, %25 ve %15 pay alıyor. 2030’da tüketimin yaklaşık 945 teravatsaate ulaşması bekleniyor.
Enerjide Dijitalleşme Derneği (EDİDER) Genel Sekreteri Gökberk Bilgin, yapay zeka ve veri merkezlerinin iletim ve dağıtım altyapısını yeniden şekillendirdiğini, yükselen enerji talebinin kısa vadede fosil kaynaklara bağımlılığı artırdığını vurguluyor. Bilgin, tek bir büyük yapay zeka modelinin eğitiminin yüzlerce GPU’yu tam kapasite çalıştırdığını, soğutma ve yedekleme sistemlerinin toplam tüketimi %30-40 artırdığını söylüyor.
ABD’de veri merkezlerinin elektrik talebinin ulusal enerji dengesinde açık bir yük haline geldiği, yapay zekanın talebinin iletişim ve dağıtım şebekelerinde bölgesel riskler yarattığı belirtiliyor.
Çin, enerji maliyetlerini düşük tutabilen ve hızlı büyüyen üretim altyapısıyla avantaj sağlarken, tercihli elektrik tarifeleri ve hızlı proje devreye alımlarıyla veri merkezlerinin ihtiyacını karşılıyor. ABD ise verimlilik artırıcı teknolojiler ve yenilenebilir enerji entegrasyonu ile toplam enerji yükünü kontrol etmeye çalışıyor.
Bilgin, özetle şunları belirtiyor: "Yapay zeka, yenilenebilir enerjiyi hızlandırsa da ölçeklenmesi için gereken enerji talebi fosil ve nükleer kaynakların önemini kısa vadede ortadan kaldırmıyor. Teknolojik rekabet ve enerji dönüşümünü yönlendirecek ülkeler, bugünden bu yeni dönemin gerektirdiği politik, düzenleyici ve finansal hazırlıklarıyapacaklar."
En Çok Okunan Haberler