SON DAKİKA

Morgan Stanley enflasyonu değil, açlığı hesaplıyor

ABD merkezli finans devi Morgan Stanley, Türkiye’ye ilişkin enflasyon tahminini bir kez daha yukarı yönlü revize etti. Buna rağmen bankanın asgari ücrette “hedef enflasyon” oranında artış tavsiyesi, açlık sınırının dahi altında kalan bir zam oranını öngörüyor.

Haber Giriş Tarihi: 12.10.2025 14:30
Haber Güncellenme Tarihi: 12.10.2025 14:02
Kaynak: Haber Merkezi
https://haberdeger.com/
Morgan Stanley enflasyonu değil, açlığı hesaplıyor

Finans devleri yine yanıldı, faturayı emekçi ödüyor
Türkiye’de enflasyon 17 ay sonra yeniden yükselişe geçti. Eylül ayında yüzde 3,23 olarak ölçülen aylık artış, yıllık enflasyonu yüzde 33,29’a taşıdı. Merkez Bankası’nın yıl sonu tahminleri şimdiden aşılırken, hükümetin “hedef enflasyon” politikası bir kez daha tartışma konusu oldu.

Uluslararası finans kuruluşları da Türkiye’ye ilişkin beklentilerini güncellemek zorunda kaldı. ABD merkezli Morgan Stanley, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 30’dan 31,5’e yükseltti. Banka, “dezenflasyon eğiliminde yavaşlama” ifadesiyle fiyat artışlarının beklentilerin üzerinde seyrettiğini kabul etti.

“Hedef enflasyon” adı altında ücret baskısı
Morgan Stanley, öngörülerinde sürekli yanılmasına rağmen, Türkiye’de ücretlerin “hedef enflasyon oranı” kadar artırılmasını tavsiye ediyor.
Banka, 2025 sonunda enflasyonun yüzde 31,5 olacağını öngörürken, 2026 yılı için asgari ücrete yalnızca yüzde 20 zam yapılmasını önerdi.

Bu oranla asgari ücret en fazla 26 bin 520 liraya çıkabilecek. Ancak BİSAM verilerine göre açlık sınırı şimdiden 26 bin 149 liraya dayanmış durumda. Uzmanlara göre Morgan Stanley’nin önerisi, “enflasyon değil açlık hesaplaması” anlamına geliyor.

“Şimşek Programı” maaşları eritiyor
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomi programı iki yılı aşkın süredir yürürlükte. Programın temel mantığı, ücretleri baskılayarak enflasyonu düşürmek üzerine kurulu.
Ancak pratikte bu politikalar, emekçilerin alım gücünü düşürürken enflasyonun da kontrol altına alınamamasına yol açtı.

İlk darbe asgari ücrette vuruldu: zam sayısı yılda ikiden bire düşürüldü, artış oranı da gerçekleşen enflasyon yerine tahmini enflasyona bağlandı.
Gerçekleşen oran esas alınsaydı asgari ücret yüzde 44 artacaktı. Fakat hükümetin öngördüğü yüzde 30’luk artış dayatıldı.

Toplu sözleşmelerde “yüzde 30 barajı”
Bu oran, yalnızca asgari ücretle sınırlı kalmadı. Tekstilden petrokimyaya pek çok sektörde imzalanan toplu sözleşmelerde işçilere yüzde 30 zam sınırı konuldu.
Aynı yaklaşım 600 bin kamu işçisi için yapılan görüşmelerde de sürdü. Hükümet, önce yüzde 16’lık zam teklif etmiş, ardından “gelecekte beklenen yüzde 11 enflasyon” gerekçesiyle teklifi geriye çekmişti.

Sonuç: Finans kârda, emekçiler zararda
Ekonomistler, Morgan Stanley gibi kurumların “hedef enflasyon” politikalarını sosyal gerçeklikten kopuk, “emeği maliyet kalemi olarak gören” bir anlayışın ürünü olarak değerlendiriyor.
Gerçek enflasyonla arasındaki fark her geçen ay açılan bu tahminler, Türkiye’deki milyonlarca emekçinin yaşamını doğrudan etkiliyor.

Uzmanlara göre hükümetin ve finans çevrelerinin ısrarla savunduğu bu model, enflasyonu değil, açlığı yönetmeye çalışıyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.