SON DAKİKA

Sosyalizmden Türkçülüğe evrilmenin hikayesi

Ataol Behramoğlu'nun sosyalizmden Türk milliyetçiliğine evrildiği iddiaları son dönemde tartışma konusu oldu. Eleştirmenler, 1982 Anayasası'nı savunmasını faşistlik olarak nitelendirirken, destekçileri bunu ulusal birlik olarak görüyor.

Haber Giriş Tarihi: 05.08.2025 14:44
Haber Güncellenme Tarihi: 05.08.2025 15:14
Muhabir: Edip Yetmişsekiz
https://haberdeger.com/
Sosyalizmden Türkçülüğe evrilmenin hikayesi

Ataol Behramoğlu: Sosyalizmden Türkçülüğe evrilmenin hikayesi

Türk edebiyatının tanınmış isimlerinden Ataol Behramoğlu, yıllardır solcu kimliğiyle anılan bir şair, yazar ve akademisyen. Ancak son dönemde sosyal medya paylaşımları ve geçmiş çeviri tartışmaları, onu "sosyalizmden Türk milliyetçiliğine evrilen" bir figür olarak gündeme getirdi. Eleştirmenler, Behramoğlu'nun 1982 Anayasası'nın tartışmalı vatandaşlık maddesini savunmasını ve Kürt kimliğini yok sayan tutumunu "faşist" ve "ırkçı" olarak nitelendirirken, destekçileri bunu "ulusal bütünlük" vurgusu olarak görüyor. Bu haber, Behramoğlu'nun hayat hikayesini, siyasi dönüşüm iddialarını ve son tartışmaları mercek altına alıyor.

Sosyalist kökenler: TİP'ten sürgüne uzanan yol

Ataol Behramoğlu, 13 Nisan 1942'de İstanbul'un Çatalca ilçesinde Azerbaycan kökenli bir ailede doğdu. Eğitimini Çankırı'da tamamlayan Behramoğlu, 1966'da Ankara Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Siyasi hayatı, 1962'de Türkiye İşçi Partisi'ne (TİP) katılmasıyla başladı. Toplumcu gerçekçi şiir anlayışıyla öne çıkan Behramoğlu, 1960'lar ve 1970'lerde sol hareketin önemli figürlerinden biriydi. Şiir kitapları gibi "Bir Ermeni General" (1965) ve "Bir Gün Mutlaka" (1970) isimli kitapları sosyalist idealleri yansıtan eserler olarak kabul edildi.

1970-1972 yılları arasında siyasi nedenlerle Londra ve Paris'te sürgünde yaşadı; burada Louis Aragon ve Pablo Neruda gibi solcu edebiyatçılarla tanıştı. 1972'de Sovyet Yazarlar Birliği'nin davetiyle Moskova'ya giderek iki yıl kaldı. Dönüşünde İstanbul Şehir Tiyatroları'nda dramaturg olarak çalıştı, 1979'da Türkiye Yazarlar Sendikası genel sekreteri oldu. 1980 askeri darbesinden sonra Barış Derneği kurucusu olarak tutuklandı ve 10 ay hapis yattı. 1984'te Fransa'ya giderek Sorbonne'da lisansüstü çalışmalar yaptı, 1989'da Türkiye'ye döndü. Akademik kariyerinde İstanbul Üniversitesi'nde doçent ve profesör unvanları aldı, halen İstanbul Aydın Üniversitesi'nde öğretim üyesi.

Behramoğlu'nun erken dönemi, sosyalist mücadeleyle özdeşleşti. Şiirlerinde emek, eşitlik ve anti-emperyalizm temaları hakimdi. Örneğin, "Mustafa Suphi Destanı" (1979) gibi eserleri, komünist önder Mustafa Suphi'yi anlatarak sol ideolojiyi yüceltiyordu. Eleştirmenler, onun şiirini "toplumcu bilinç" ile ilişkilendiriyordu.

Dönüşüm iddiaları: Milliyetçilik suçlamaları ve tartışmalı paylaşımlar

Son yıllarda Behramoğlu, solcu geçmişine rağmen milliyetçilikle suçlanıyor. Eleştirmenler, bunu "sosyalizmden Türkçülüğe evrilme" olarak tanımlıyor. Bu iddiaların kökeni, 1960'ların sosyalist solunda milliyetçi eğilimlerin varlığına dayanıyor.

En büyük tartışma, Temmuz 2025'te X platformunda paylaştığı anayasa maddeleriyle patlak verdi. Behramoğlu, Osmanlı'dan 1982 Anayasası'na kadar "Türk vatandaşlığı" tanımlarını sıralayarak, "Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür" maddesini (1982 Anayasası Madde 66) savundu. Eleştirmenler, bunu Kürt kimliğini inkar ve asimilasyon politikalarını desteklemek olarak gördü. Bir X kullanıcısı, "Solculuk maskesine sığınan ırkçı faşist" diyerek tepki gösterdi ve Behramoğlu'nu Türk milliyetçiliğini mutlaklaştırmakla suçladı.

Başka bir suçlama, 1970'lerde çevirdiği Puşkin'in "Erzurum Yolculuğu" eserinde "Kürt kargısı" ifadesini sansürlediği iddiası. Eleştirmenler, bunu Kürt kimliğini silme girişimi olarak nitelendiriyor. Behramoğlu bunu reddetse de, tartışma sosyal medyada alevlendi.

Behramoğlu'nun hayvan hakları paylaşımları da hipokrizi suçlamalarına yol açtı. Behramoğlu, hayvanlara kötülüğe ağır ceza isterken, Kurban Bayramı öncesi "Canlıları keserek bayram olmaz" demiş, ancak barbekü partisinde görülmesi İslam karşıtlığı ve milliyetçilik eleştirilerini tetikledi. Kürtçe eğitim talebine karşı çıkması da milliyetçilik suçlamalarını güçlendirdi.

Behramoğlu, eleştirilere "ırkçı faşistlere yanıt" vereceğini belirterek, Cumhuriyet gazetesinde yazı yayınlayacağını duyurdu. Destekçileri, paylaşımlarını "tarihsel karşılaştırma" olarak görüyor ve onu "sol görünümlü milliyetçi" olarak suçlayanları "Kürtçü faşizm"le itham ediyor. Örneğin, bir X kullanıcısı, Behramoğlu'nu Kemalizm'in ulus devlet anlayışıyla uyumlu bulduğunu belirtti.

Bir entelektüelin dönüşümü mü, yoksa tutarlılık mı?

Behramoğlu'nun hikayesi, Türkiye'deki sol-milliyetçilik gerilimini yansıtıyor. Sosyalist köklerinden milliyetçi suçlamalara uzanan yol, kimilerine göre "evrilme", kimilerine göre "ulusalcı sol"un doğal uzantısı. Eleştirmen Kenan Karahancı, "Güya sosyalisttin, yaşlanmaya bağlı bunaklık mı?" diye sordu.

Tartışma, Türkiye'deki kimlik siyasetini yeniden gündeme getirirken, Behramoğlu'nun Cumhuriyet Gazetesi'nde yapacağını duyurduğu açıklama merakla bekleniyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.