Aydoğan Doğan : Diplomatik illüzyonla kukla devlet dayatılıyor!

Aydoğan Doğan’dan sert Filistin uyarısı: Tanıma süreci, İsrail’in stratejik tuzağı mı?

İnsan hakları aktivisti ve siyasetçi Aydoğan Doğan, Filistin’in tanınma sürecindeki gizli ajandayı gazetemize değerlendirdi:

“Hamas’ı tasfiye dayatması, Filistin’in özgürlüğüne ihanettir!”

Fransa’nın Filistin’i devlet olarak tanımasının ardından İngiltere ve Kanada’dan gelen sinyaller, uluslararası diplomaside Filistin meselesini yeniden alevlendirdi. Ancak bu tanıma hamleleri, bağımsız bir Filistin devletinin doğuşunu mu müjdeliyor, yoksa Batı’nın örtülü şartlarla kurguladığı bir oyunun parçası mı? Siyasetçi ve İnsan Hakları Aktivisti Aydoğan Doğan, gazetemize verdiği özel demeçte, sürecin arka planındaki “tehlikeli senaryoyu” sert bir dille masaya yatırdı: “Filistin’e sunulan bu sözde devlet, İsrail’in güvenlik gölgesinde, Hamas’sız bir teslimiyet projesidir!

“Hamas’ı bitirin dayatması, Filistin’in iradesini yok sayıyor”

Doğan, Batılı ülkelerin Filistin’i tanıma adımlarının, özellikle ABD’nin dayattığı ağır bir şartla gölgelendiğini vurguladı: Hamas’ın tasfiyesi. “Filistin’in devlet olarak tanınması, yüzeyde umut verici bir adım gibi sunuluyor. Ancak bu tanımanın bedeli, Hamas’ın silinmesi ve Filistin halkının direniş ruhunun kırılması. Bu, halkın iradesine vurulan bir darbedir,” diyen Doğan, Mahmud Abbas yönetimine yönelik baskıyı eleştirdi: “Abbas’a ‘Hamas’ı tasfiye et, devlet ol’ deniyor. Bu, bağımsızlık değil, İsrail’in dikte ettiği bir kukla devlet modelidir.

İbrahim Anlaşmaları ve bölgesel kuşatma

Doğan, ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi David Barrack’in Türkiye ve Azerbaycan’ı İbrahim Anlaşmaları’na katılmaya çağırmasını, sürecin bölgesel boyutuna işaret eden bir hamle olarak değerlendirdi. “Türkiye’nin imzaladığı New York Deklarasyonu ile İbrahim Anlaşmaları’nın ortak bir hedefi var: İsrail’in ‘terörist’ olarak nitelediği yapıları ortadan kaldırmak. Bu, sadece Filistin’le sınırlı değil; Suriye’de Ahmed el-Şara üzerinden benzer bir entegrasyon planlanıyor. Türkiye ve Azerbaycan’ın bu oyuna çekilmesi, İsrail’in bölgesel hegemonyasını güçlendirme stratejisinin parçası,” dedi. Doğan, bu hamlelerin “jeopolitik bir satranç tahtasında” Filistin’in feda edildiğini gösterdiğini savundu.

“Bağımsızlık mı, kontrollü teslimiyet mi?”

Filistin’in tanınma sürecini “diplomatik bir illüzyon” olarak niteleyen Doğan, “Bu süreç, bağımsız bir Filistin devleti değil, Hamas’sız, silahsız ve İsrail’in güvenlik garantilerine bağımlı bir yapı öngörüyor. Filistin halkının onuru, bu tür bir pazarlıkla çiğnenemez,” diyerek tepkisini dile getirdi. Doğan, sürecin yalnızca Filistin’le sınırlı olmadığını, Ortadoğu’da İsrail merkezli bir güvenlik mimarisinin inşa edildiğini belirtti: “Tanıma süreci, Filistin’in özgürlük mücadelesini değil, İsrail’in bölgesel meşruiyetini pekiştiriyor.

Türkiye’ye çağrı: Bu oyunun figüranı olmayın!

Türkiye’nin sürece dahil edilme çabalarına sert bir şekilde karşı çıkan Doğan, “Türkiye, İbrahim Anlaşmaları gibi projelerle İsrail’in bölgedeki meşruiyetini parlatma çabalarına alet olmamalı. Ankara, Filistin davasına sadık kalarak, bağımsız ve ilkeli bir dış politika izlemeli. Filistin halkının iradesi, ne Washington ne de Tel Aviv’in pazarlık masasında ezilmemeli,” dedi. Doğan, Türkiye’nin bu süreçte Filistin’in haklı mücadelesine daha güçlü destek vermesi gerektiğini vurguladı.

Filistin halkına mesaj

Filistin halkına seslenen Aydoğan Doğan, “Filistin halkı, onurlu direnişiyle tarihe geçti. Şimdi size ‘devlet’ vaadiyle teslimiyet dayatılıyor. Bu tuzağa düşmeyin. Gerçek bağımsızlık, sizin iradenizle ve adaletle inşa edilir,” dedi. Uluslararası toplumu da eleştiren Doğan, “Filistin davası, diplomatik jestlerle değil, samimi bir adalet arayışıyla çözülür. Tanıma süreci, Filistin’in zincirlerini kalıcılaştırmamalı,” uyarısında bulundu.

Dünya halklarının onurlu duruşu

Dünya toplumlarının Filistin meselesine insani bir perspektiften yaklaştığını belirten Doğan, “Tüm insanlık, halkların kardeşliğini ve özgürce yaşamasını savunuyor. Filistin’in özgürlüğü, ne Batı’nın lütfuna ne de İsrail’in şartlarına bağlı olabilir. İnsan olarak adalet ve eşitlik ilkelerinden taviz vermeden bu davanın yanında olmalıyız,” dedi. Doğan, vicdanı olan her bireyin Filistin meselesinde aktif bir rol üstlenmeye davet etti.

Sonuç: Özgürlük hayali mi, diplomatik tuzak mı?
Aydoğan Doğan’ın açıklamaları, Filistin’in tanınma sürecinin masum bir adım mı, yoksa İsrail’in bölgesel stratejisinin bir parçası mı olduğunu sorgulatıyor. “Filistin devleti, İsrail’in gölgesinde bir uydu değil, halkın iradesiyle yükselen bir zafer olmalı,” diyen Doğan, bu tartışmayı Türkiye siyasetinin gündemine taşıyacak bir çıkış yaptı. Sürecin Filistin’e özgürlük mü, yoksa yeni bir esaret mi getireceği, bu özgürlüğün diplomasi masalarında mı yoksa halkın iradesiyle mi şekilleneceğini zaman gösterecek!

MUHABİR : Edip YETMİŞSEKİZ