Mümtaz’er Türköne: Çözüm sürecinin önündeki en inatçı engel siyasal İslamcılıktır
Mümtaz’er Türköne: Çözüm sürecinin önündeki en inatçı engel siyasal İslamcılıktır
Mümtaz’er Türköne, Medyascope’ta yayımlanan yazısında çözüm sürecini İslâmcılık ve Türkçülük ideolojileri üzerinden değerlendirdi. “İslâmcılıktan çözüm çıkmaz, Türkçülük ise devletin ihtiyaçlarına göre şekil değiştirir. Kürtler için asıl güvenilecek ortak Türkiye olmalı” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 30.08.2025 12:07
Haber Güncellenme Tarihi: 30.08.2025 12:10
Kaynak:
Haber Merkezi
https://haberdeger.com/
“İslâmcı refleksler çözüm sürecini baltaladı”
Türköne, AK Parti iktidarının İslâmcı içgüdülerinin çözüm sürecine büyük zarar verdiğini belirtti: “İslâmcılıktan çözüm sürecine transfer edilen refleksler, Kürtlerle uzlaşmak yerine onları Şam’a biat etmeye zorladı. Ulus devlet kavramını bilmeyen İslâmcılar, ümmet–ulus karışımı hayali devlet tasavvuruyla süreci çıkmaza soktu.”
İktidarın ikiyüzlü politikalarına da dikkat çeken Türköne, “Gazze için kapıda gürleyenler, arka kapıdan İsrail’e mal yüklüyor” ifadelerini kullandı.
“Çözüm sürecinin önündeki en inatçı engel İslâmcılıktır”
Türköne, siyasal İslâmcılığın çözüm süreci boyunca en önemli engel olduğunu vurguladı: “İslâmcılık 23 yıllık iktidarda çöllerdeki kum tepeleri gibi erozyona uğradı. Bugün çözüm sürecinin önündeki en inatçı engellerden biri siyasal İslâmcılıktır. Yüzleşilmesi ve tartışılması gerekiyor.”
Devlet Türkçülüğü ve Bahçeli faktörü
Türköne, Türkçülüğün başından itibaren devletin ihtiyaçlarına göre biçimlendiğini hatırlatarak şunları yazdı: “Türkçülük II. Meşrutiyet’te Turancılığa, 1930’larda ırkçılığa kaydı. Devletin ihtiyaçları değişince Türkçü refleksler de değişir. Bahçeli’nin çözüm süreci önündeki sert bariyeri kaldırması, devlet Türkçülüğünün eseridir.”
“Mesele devletin bekâsı olunca düşmanlar da dostlar da devletin durduğu yere göre belirlenir” diyen Türköne, Kürtlerin Türkiye’nin müttefiki olması halinde ülkenin asırlık korkularını yenebileceğini söyledi.
Kürtler için çözümün adresi: Türkiye
Türköne, Kürtlerin kimlik ve kültür için Diyarbakır’a, refah köprüsü olarak İstanbul ve Batı illerine yöneldiğini belirtti: “Suriye’den ne Kürtlerin ne Nusayrilerin ne Dürzilerin güven duyacağı bir ulus devlet çıkmaz. Türkiye yeterli garanti sağlarsa Kürtlerin muhatabı Şam değil Türkiye olur. Kürtler için en güvenilir çözüm Türkiye ile güvene dayalı ittifaktır.”
Öcalan’ın sık sık dile getirdiği “barış, demokrasi ve entegrasyon” kavramlarının dikkate alınması gerektiğini belirten Türköne, “Kürtlerin Büyük Kürdistan kurma endişesi hayalet masaldır. Asıl tehlike, Kürtleri Arap ulus devletine savunmasız şekilde teslim etmektir” dedi.
“Altın tepside gelen fırsat kaçırılmamalı”
Mümtaz’er Türköne yazısını şu uyarıyla noktaladı: “Suriye Kürtler için bir fırsat. Bölgeyi istikrara kavuşturacak ve halkların birlikte barış içinde yaşamasını sağlayacak imkânlar var. Bu fırsatı kalıcı kazanca dönüştürmenin tek yolu Türkiye ile güvene dayalı bir ittifak düzenidir. Aksini düşünmek hayata ve mantığa aykırı.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mümtaz’er Türköne: Çözüm sürecinin önündeki en inatçı engel siyasal İslamcılıktır
Mümtaz’er Türköne, Medyascope’ta yayımlanan yazısında çözüm sürecini İslâmcılık ve Türkçülük ideolojileri üzerinden değerlendirdi. “İslâmcılıktan çözüm çıkmaz, Türkçülük ise devletin ihtiyaçlarına göre şekil değiştirir. Kürtler için asıl güvenilecek ortak Türkiye olmalı” dedi.
“İslâmcı refleksler çözüm sürecini baltaladı”
Türköne, AK Parti iktidarının İslâmcı içgüdülerinin çözüm sürecine büyük zarar verdiğini belirtti:
“İslâmcılıktan çözüm sürecine transfer edilen refleksler, Kürtlerle uzlaşmak yerine onları Şam’a biat etmeye zorladı. Ulus devlet kavramını bilmeyen İslâmcılar, ümmet–ulus karışımı hayali devlet tasavvuruyla süreci çıkmaza soktu.”
İktidarın ikiyüzlü politikalarına da dikkat çeken Türköne, “Gazze için kapıda gürleyenler, arka kapıdan İsrail’e mal yüklüyor” ifadelerini kullandı.
“Çözüm sürecinin önündeki en inatçı engel İslâmcılıktır”
Türköne, siyasal İslâmcılığın çözüm süreci boyunca en önemli engel olduğunu vurguladı:
“İslâmcılık 23 yıllık iktidarda çöllerdeki kum tepeleri gibi erozyona uğradı. Bugün çözüm sürecinin önündeki en inatçı engellerden biri siyasal İslâmcılıktır. Yüzleşilmesi ve tartışılması gerekiyor.”
Devlet Türkçülüğü ve Bahçeli faktörü
Türköne, Türkçülüğün başından itibaren devletin ihtiyaçlarına göre biçimlendiğini hatırlatarak şunları yazdı:
“Türkçülük II. Meşrutiyet’te Turancılığa, 1930’larda ırkçılığa kaydı. Devletin ihtiyaçları değişince Türkçü refleksler de değişir. Bahçeli’nin çözüm süreci önündeki sert bariyeri kaldırması, devlet Türkçülüğünün eseridir.”
“Mesele devletin bekâsı olunca düşmanlar da dostlar da devletin durduğu yere göre belirlenir” diyen Türköne, Kürtlerin Türkiye’nin müttefiki olması halinde ülkenin asırlık korkularını yenebileceğini söyledi.
Kürtler için çözümün adresi: Türkiye
Türköne, Kürtlerin kimlik ve kültür için Diyarbakır’a, refah köprüsü olarak İstanbul ve Batı illerine yöneldiğini belirtti:
“Suriye’den ne Kürtlerin ne Nusayrilerin ne Dürzilerin güven duyacağı bir ulus devlet çıkmaz. Türkiye yeterli garanti sağlarsa Kürtlerin muhatabı Şam değil Türkiye olur. Kürtler için en güvenilir çözüm Türkiye ile güvene dayalı ittifaktır.”
Öcalan’ın sık sık dile getirdiği “barış, demokrasi ve entegrasyon” kavramlarının dikkate alınması gerektiğini belirten Türköne, “Kürtlerin Büyük Kürdistan kurma endişesi hayalet masaldır. Asıl tehlike, Kürtleri Arap ulus devletine savunmasız şekilde teslim etmektir” dedi.
“Altın tepside gelen fırsat kaçırılmamalı”
Mümtaz’er Türköne yazısını şu uyarıyla noktaladı:
“Suriye Kürtler için bir fırsat. Bölgeyi istikrara kavuşturacak ve halkların birlikte barış içinde yaşamasını sağlayacak imkânlar var. Bu fırsatı kalıcı kazanca dönüştürmenin tek yolu Türkiye ile güvene dayalı bir ittifak düzenidir. Aksini düşünmek hayata ve mantığa aykırı.”
En Çok Okunan Haberler